Tercih ettiğin yalnızlığa yabanilik derler, muhataplarını seçmeni egoizm ile suçlarlar, kaliteyi savunmanı şov olarak addederler, uzaklaşırsın anlamazlar, sükuneti seçersin yargılarlar, sürekli eleştiri yapmayı marifet zannedip tercihlerine saygı dahi duymazlar; bunlar böyle.
unuttuğumuz hasletlerden biri; güvenilir olmak. hangi koşulda olursak olalım güven duyulan insan olmak, birinin sana içini açarken senin onu yaralamayacağından emin olduğu biri olmak, “ne olursa olsun o beni dinler ve anlar” denilen biri olmak. duadır.
yok sayıldığımız an bizi var kabul eden Allah'a inanmak.. herkes giderken bile bizi yalnız bırakmayan Allah'a sığınmak.. günah işlesek bile bizi hala rızıklandıran Allah'a güvenmek.. her şeye rağmen hala dualarımızı kabul eden Allaha teslim olmak.. işte kul olmak böyle bir şey
osman nuri hoca muhabbet için "sevmeyi bilmeyenin kalbi, ham toprak gibidir. marifet sevmektedir. çünkü varlığın sebebi muhabbettir der." saaddettin ökten hoca da "muhabbet bir lütfu ilahidir, mevhibeyi rahmanidir." der.
Bazı insanlara güç, para, makam bile yakışmıyor... Güç ve makam en çok Yusuf mizaçlı insanlara yakışıyor:
Zindanı bilen, hırsıyla değil vasfıyla parlayan, gücü elde etmek için çirkinleşmemiş, makam elde etmek için kirlenmemiş, güç ve makam talep etmeksizin kendisine sunulmuş,
‘Kendimizden memnun olma’ fikrini hafife alıyoruz. Oysa insan kendinden ne kadar mutmainse, çevresine o kadar az eziyet ediyor. Nerede istediği hayatı yaşayamayan biri var, ötekinin hayatına tebelleş olmakla meşgul. Hayatını sevenin, öteki hayatları tahrip etme eğilimini azalıyor
biz ne olursa olsun umut ederiz bu arada. olmadıysa bir hayr vardır der başka şeyler için umut ederiz, daha iyisi gelecektir der yine umut ederiz. hep umut ederiz.
Ebu Ubeyde artık bir fikir, nesilden nesile aktarılacak bir kahramanlık destanıdır. Gazze’de son mücahidi de katletseniz kökü İslam olan bu fikir, bu kahramanlık hikayesi yepyeni kahramanlara kıvılcım olacak. Siz firavunsunuz bizde musalar bitmez.