Ahmet Yakupoğlu'ndan: Kütahya'da eski bir evin ahşap üzerine yapılmış tezyinatı.

Ahmet Yakupoğlu'ndan: Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu, Edirne'de çocukluğunda bir kabre sarılmış ağlarken, 1963.

Ârif olmak ister isen gel nedâmet dersin al
Bildiğinden geçmeyen irfâna olmaz âşinâ

Şemseddin Sivâsî

Ne cândır cân içinde cân olan cânânı bilmezler
Ne sırrdır sırr içinde sırr olan sultânı bilmezler

Şemseddin Sivâsî

...

Ben nihân oldumsa âsârım nihân olmaz durur
Şânımı ahlâfa sît-i câvidânım söylesin

Bir zamân olsun bana seng-i mezârım tercemân
Ben yoruldum söylemekten tercemânım söylesin

-Mes'ud Harâbâtî (Muallim Nâcî)-

.

Yûnus Emre'nin Osmanlı'da bilinip okunmadığı iddiasına bir cevap teşkil eden bu alıntı aynı zamanda Yûnus Emre'yi ve şairliğini orijinal bir perspektifle (İbn Arabî'den ilhamla hatmiyyet düşüncesi üzerinden) ele alıyor. İsmail Hakkı Bursevî'den:

İnsan ilişkilerinin trajedilerinden biri de bir partnerin diğerinin ruhsal sürecine çoğu zaman saygı göstermemesidir.

Marion Woodman
(Yaralı Damat: Jungiyen Psikolojiye Göre Kadın ve Erkekteki Erillik)

'Çubuklu'da idi ama şimdi yok' demiş Süheyl Ünver, 1957 çizgisinden 1974'te yaptığı bu resimde. Ama işte Süheyl Ünver de bu sebeple vardı, el'an var. O bize İstanbul'u yaşatıyor, bir İstanbul hayali kurduruyor daima...

Fatih Sultan Mehmed hakkında Türkçemizde yazılmış yahut tercüme edilmiş kitaplardan hangileri için 'mutlaka okunmalı' dersiniz? Dostların tercihlerini beklerim.

İnsanın hem kendisiyle hem de başkalarıyla olan ilişkisinde Sâmiha Ayverdi'nin bir sözü vardır ki yol haritasıdır. Yük alayım derken yük olmamak, kendimizi harcamamak, mesafeyi bilmek için. Söz şöyle: 'Dert vardır el sürülmezse iyileşir; dert vardır bıçak vurulursa şifâlanır.'

Yakın çevremizde sık karşılaşırız. Ne yapacağını bir türlü bilmez. Spora gider, konser kaçırmaz, derneklere yazılır, kamplara koşar. Asla içe dönüp kendisiyle kalmak ve 'Ben ne yapıyorum? Ne istiyorum?' diye sormak istemediğinden. Netice: anlam ve üretim yoksa, sermaye tükenir.

İlişkilerde kesinlik yoktur, dinamikler vardır. Sürekli değişir. Belli bir anlam dairesinde uyum yakalamak elbette güzeldir, önemlidir. Saygı esastır, gerisi muammadır. Kaide basit ve bellidir: 'Her günah içki gibi sarhoş etseydi, hiçbirimiz ayık gezemezdik.'

'Allah’ın rızasına âşığım. Oturduğum yerde, kalktığım yerde, her yerde rızayı arıyorum.'

Bir sabah saatini kendine, yalnızca kendine ayırmanın tadı başkadır. İnsan bu tadı alınca bazı ayarları bozulur. Biz ona kişinin kendine gelme sürecine girmesi de diyebiliriz. Birkaç sayfa kitap okumak, denizi seyretmek, insanları incelemek, konuşmalara kulak misafiri olmak,

Amcam efkâr ansiklopedisinin ilk cildini yazıyor. Çek amcam çek. Ne kadar duman o kadar randıman.

Derde dükkan olmayan bilmez bu derdin kıymetin
Derd-i merde mürşidinden istida-yı Hû gelir

Mahvî

Manisa'da bir yazma eserde gördüm: Allah, yarattığı insanı 24 saatte 40000 defa tavaf edermiş.
- A. Süheyl Ünver

Ger tavaf etmek dilersen bî-cihet zâtı bugün
Bil hakîkat ka'be-i beyt-i Hudâ'dır gönlümüz
- Abdurrahmân Sâmî Saruhânî