ne tuhaf korkularımız var, sadece bir çerçeve içindeyken korkuya sebebiyet veren cinsten, tuhaf ki tuhaf çerçeveyi kıramayınca resmi yırtmak zorunda kalıyorsun
Bir grup insan cirkefliklerini rahatsiz olmadan surekli sergilerken ayni sekilde karsilik vermememi söyleyen humanistik ic sesimi bicaklamak istiyorum bu sen değilsin
" O hoyratligindan, kirilir miyim diye dusunmeden kaba saba konusmasindan " ya ne güzel özetlemiş, üslubunun farkinda olmadan konuşan insanlarin savunma cümlesidir şu da hep " ben ne dedim ki? "
Bu yila kadar eski takim ilkokul lise arkadaslarimi soyadlariyla birlikte kolayca hatirliyodum bu yil hippocampuscum eskiye dair bir format girisiminde bulunmus sanirsam
başkasına dair en çok şikayet ettiğiniz şey en büyük özelliğiniz olabilir, bi dönüp bakmak ve özeleştiri yapmak zor geldiğinden kendimizden izler taşıyan herkesi ''çok tanıyormuşcasına'' eleştirmeye bayılırız, yüzleşemediklerimizi başkasında görünce rahatsız olmamak elde mi?
"bu kadar insan böyle yapıyorsa/düşünüyorsa bir mantığı vardır" düşüncesi realitede cehaleti, sosyal medyada ise abartı ve linci besleyen tuzak bir düşünce , "kim ne diyor" ile o kadar meşguluz ki sorgulamaksızın savunduğumuz fikirlere sahip oluyoruz
önceden ne kadar radikal yazılar yazıyormuşum şimdi yazarken "ya ama aslında" demekten cümlemi bitiremiyorum, öğrendiklerim hazımsızlığa neden oluyor zihnimde, "ya kendi inandığım şeyler inanmayı istediğim şeylerse", bu düşünce fikrimi beyan etme durumunu tatsızlaştırıyor
Her şeyden önce yalnızsın bu hayatta. Var olmaya ihtiyacın var. Kendi tohumunla kök salmaya, kendi toprağını sevgiyle biçip, çiçek açmaya ihtiyacın var.