TRT2'de Hırka-i Şerif'in İstanbul'a gelişi ve adına inşa edilen caminin inşa süreci üzerine bir sohbetimiz oldu. Yayın 4 Nisan 2024 Perşembe 18.30'da.

Kadıköy'e anlam kazandıran eserlerden biri de İskele Camii. III. Mustafa'nın inşa ettirdiği cami bir yangınla harap olunca 1859'da Abdülmecid tarafından yeniden yaptırılmış. İyi bir hattat olan Abdülmecid'in imzalı levhaları ve tuğrası dönemin hatırasını yaşatmaktadır.

Bir hoca için ne büyük mutlulukmuş öğrencisinin kendisine ithaf ettiği kitabı görmek.

Mimar Kemalettin eseri "Türk tarz-ı mimarisindeki" güzel dükkan; Mektepliler Pazarı, Necati Memduh Biraderler tarih-i tesisi 1324 (1908) 1970'li yıllardan sonra "Birinci Ulusal Mimarlık" olarak tanımlanan bu üslubu, Mimar Kemalettin, "Türk tarz-ı mimarisi" olarak

1827 öncesi bina kalemişleri Müslüman nakkaşlara ait bir imtiyazmış! " bir bina yapılacak oldukta nakkaşların nişan vaz etmeleri ve sıva üzerine yağlı boya urulmasının Müslüman nakkaşlara inhisarı maddelerinin külliyen men ve ref'ine"

II. Meşrutiyet döneminde Ayasofya üzerine Luigi Marangoni ve Thomas Graham Jackson’ın hazırlamış oldukları iki önemli raporu konu edindiğim kitap bölümü ekteki linkten okuna bilir. academia.edu/119179628/II_M…

Mimar Vallaury Duyun-i Umumi Binası hafriyatında çıkan kalıntıları tahrip etmiş! Cağaloğlun'da Çifte Saraylar yerinde inşasına başlanan binanın temelinde çıkan eski eserler ameleye tembih edilerek gizli tutulmuş. Konu hakkında soruşturma açılmış ancak sonuçsuz kalmış!

Sanat tarihine ilgi duyanları Rami Kütüphanesi'ne bekliyoruz efendim.

İstanbul'da bazı dükkan altlarında yer alan bodrumların restorasyonlarda muhdes olup olmadığı önemli bir sorundur. Sultan Abdülaziz döneminde 1869'da çıkarılan bir nizamname ile uygun yerlerde buna müsaade edildiğini anlıyoruz. Restitüsyonlar için güzel bir detay.

Restorasyonda basit onarım uygulaması Abdülaziz döneminde başlamış! Kiliselerin inşa ve tamiri ruhsata tabi tutularak denetlenmiştir. 1869'dan sonra kiremit aktarımı, sıva, cam, çerçeve ve kaplama yenilenmesinde, yapının eski haline zarar vermemek şartıyla ruhsat aranmamıştır.

İstanbul'da ilk taş baskı örneği! 1796'da Almanya'da icat edilen litografinin (taş baskı) Osmanlı'da kullanımı 1831 sonrası sanılıyordu. Oysa Rus Józef Sękowski 1820'de İstanbul'a gelerek bu tekniği tanıtmış ve ekteki metni basarak saraya sunmuştur.

Yabancıya olan hayranlığımız mimarlık alanında da hiç eksik olmamıştır. 1944'te memur apartmanlarının bir yabancıya yaptırılmasına Mimar Hüsnü Tümer isyan eder ve "kendi şartlarımıza ve milli mimarimize uygun proje yapacak mimarlarımız varken neden yabancı ?" sorusunu sorar.

Bir desenin farklı coğrafyalara yayılma hikayesi! Uzun süre Rusya'da çalışan Petrak usta 1908'de Erzurum'da çini fabrikası açmak ister. Fabrikanın pres makinası için kullandığı sekizgen döşeme kalıbı aynı tarihte Krakow yapılarında da var. Bu bağlantıyı sağlayan belge ekte.

Mimar Kemaleddin'in 1 oy aldığı seçim! 1919 seçimlerinde İstanbul mebusu olan Reşad Hikmet Bey’in vefatı ve Fuad Selim Bey’in istifası üzerine boşalan yerler için müntehab-ı sâni (ikinci derece seçmen) 1920’nin ilk aylarında yeniden seçim yapar. Kemaleddin Bey'e 1 oy çıkar.

Ayvalık Sakarya Mahallesi'ndeki Hamidiye Camii'nin nitelikli bir onarıma ihtiyacı var. Şehre hakim bir konumdaki yapının her unsuru (yazılar bir fecaat) banisi II. Abdülhamid'e yakışır bir şekilde restore edilmeli.

Kamil Paşa II. Mahmud devrinde Berlin Sefiri olarak atandığında Osmanlı sultanının tasviri diye hiç benzemeyen bir takım resimlerin konaklarda asılı olduğunu görür. Bunun üzerine 1838'de II. Mahmud'un resmini bir litografi ustasına bastırıp etrafına dağıtır. Bu baskı örneği ekte.

Osmanlı dönemindeki arkeolojik kazıların bir takım çizimleri arşivde yer almakta. 19.yy sonlarında Pensilvanya Üniversitesi tarafından Bağdat yakınlarında Nifer adlı yerde yapılan kazılara ait olanları ektedir. Buluntu çizimleri cm ölçüsüyle verilmiş.

Kırım Harbi'nde Dobruca'da dağıtılan Rus propaganda metni! Dil bugünkü Türkçeden farksız. Metinden bir detay: "Bizim seferimiz yalnız sizin devletiniz iledir. Yoksa rahat üzere olup silah tutmayan ahali ile kavgamız olmayıp dinlerine dokunmak fikrinde değiliz."

Sanayi-i Nefise Mektebi'nin diplomaları da birer sanat eseri. Mimar Mukbil Kemal'in 1911'de aldığı diploma bu güzelliği gözler önüne seriyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bu diplomaları kendi tasarımlarında referans alsa güzel olmaz mı?