Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile
Rüveyda Yılmaz

@ruveydacelenk

Klinik Psikolog, Psikoterapist -Gönderilerimi “Klinik Psikolog” olarak değil Rüveyda olarak yazıyorum-. Bana ulaşmak için: [email protected]

ID: 1328282005373669380

linkhttp://ruveydacelenk.com calendar_today16-11-2020 10:21:33

4,4K Tweet

35,35K Followers

567 Following

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

İnsan, kendisi üzerinde çalıştıkça, farkındalığı arttıkça ve bireyselleştikçe, zamanla geçmişte yaptığı ya da yapmadığı seçimler ve aldığı ya da almadığı kararlarla ilgili kendini kötü, pişman gibi hissedebilir. Özellikle bu seçimler, sonradan değiştirilemeyecek nitelikteyse

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Hayatınızdaki bir kişiyi kabul etmeniz, onun geçmişteki eylem ve tavırlarını (olanları değiştiremeyiz) kabul ettiğiniz anlamına gelir. Yas gerektirir. Bu kabulün içerisinde hoşnut olmadığınız taraflarının gelecekte de aynı devam edeceğine dair bir peşin hüküm olursa, bu kişinin

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Enteresandır. Halkına en çok zarar verenler, kendilerinin cefakar olduğuna, kendilerini diğerleri için feda ettiklerine ve en doğrusunu yaptıklarına inanırlar. Hataları ise elbette dışarıya atfederler. Öz farkındalığı düşük olan, kendini sorgulamayan insandan korkarım.

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Çoğu ilişkide sona yaklaşmanın en belirgin işareti duyarsızlaşmadır. İlişkide çok fazla çatışma ya da kavga yaşanması yerine, tarafların birbirine karşı duyarsız hale gelmesi, ilişkinin bitmeye yaklaştığını gösteren bir sinyaldir. (Duyarsızlaşan her ilişki biter demiyorum

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Psikoterapi sürecinde, danışanlar bazen bazı konuları yüzeysel olarak ele alır ya da tamamen atlarlar. Bu durum, o meselelerde bir duygu yoğunluğu ya da tıkanıklık olduğunu düşündürebilir ve terapist de bu yoğunluğu, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde hissedebilir. Ancak bazen

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Psikoterapi sürecinde, danışanın iyilik halini en çok etkileyen unsurlardan biri, belki de en önemlisi, danışanın varlığının terapist tarafından onanmasıdır. Bu kabul, ancak danışan ile (onun sinir sistemiyle) uyum içinde olunduğunda (attunement) mümkün olabilir. Burada yalnızca

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Öfkelendiğiniz için öfkelenmek, hayal kırıklığı yaşadığınız için yeniden hayal kırıklığına uğramak, kendinizi suçladığınız için kendinizi daha da suçlamak... Genel olarak yakın ya da uzak geçmişte "Neden öyle yaptım da böyle yapmadım?" diyerek kendinize kızmak... Bu tür

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Mesela, “Terapistim iyi olduğumu söyledi. Seansları seyrekleştirebilirmişiz.” Danışanın iyi olup olmadığına neden sadece terapist karar veriyor? Eğer kişi, bunu kendi içinde hissetmiyor ise, bu bir şeylerin eksik olduğunu göstermez mi? Yani bu da terapistin kendi ajandasını

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Kimseye "Ben demiştim." dedirtmemek üzere yaşamak kişiyi pasif agresyona sürükleyebilir. Ötekilerin (özellikle de otorite figürlerinin) hoşnutsuzluğunu, öfkesini, lafını vb. çekmemek için, onlara "Ben sana demiştim." dedirtmemek için kişi adeta kendi otantikliğinden ödün verir.

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

İyileşmek, kötü hissetmemek değildir. İyileşmek, kötü hislerin varlığına rağmen içeride hareket edecek geniş bir alan olmasıdır. Yani, kötü hislerin, bizim içerisinde kaybolacağımız girdaplara değil, bize yol gösteren ışıklara dönüşmesidir. Hatta bazen, varlığımızı hissettiren

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Yaşadığım yerde yollar genel olarak dar. Hatta yolun bir tarafına da araçlar park etmişse karşı karşıya gelen araçlar mecburen sırayla geçmek zorunda kalıyor. Bunun bir kuralı yok. Kim erken gelirse, kim müsait ise o müsait bir yerde karşıdan gelen arabaların geçmesini bekliyor.

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Türkiye’de, aile üyeleri ve/veya akrabaları tarafından cinsel istismara uğramış o kadar çok çocuk var ki. Mesela, çocuk istismara uğruyor, anne/baba/akrabalar vs. biliyor. Ancak istismar eden diğer aile üyesi/ akraba olduğu için susuyorlar. Neden? Asıl neden bu insanların

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Muhteşem! “Terapistimin kötü bir nesne olabilme yetisi. Olumsuz aktarımımdan korkmuyor. Bu, yeni bir olasılık yaratıyor: Kişiler arası olumsuz duyguların tartışılmasının ilişkileri uzaklaştırmak yerine derinleştirebileceği olasılığı.”

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Bazı ölümler, kalanlara alan açar. Toplumsal dönüşümler de böyle acılarla tetiklenebilir. Artık Narin’ler ölmesin diyor isek hem örgütlenerek hem de bireysel olarak susmayarak (ailemizdeki istismarlara da toplumdakilere de) sesimizi çıkaralım. Elimizden geldiği kadar.

Rüveyda Yılmaz (@ruveydacelenk) 's Twitter Profile Photo

Beni tiksindiren şey şu; birçok insan var ki kimsenin görmeyeceğini ya da cezalandırılmayacaklarını bilseler ötekine cinsel istismardan bulunmaktan hiç çekinmezler. Bu insanların sayısı az değil ve birçoğu günlük hayatta karşılaştığınız insanlar. İçsel bir değerler sistemi yok bu