2. sezon sonu ortaya mafya, ağalar, aşiret çıkar. Kürk Mantolu Madonna’ya aşık en az iki adam daha peydah olur. Kendisi en az bir kere kaçırılır, bir kere de başka bir kadın tarafından merdivenlerden itilme suretiyle ölümden döner. Mutlaka aldatılır. En sonunda sokaklara düşer,…

Fransızların 'en Fransız Amerikalı yazar' dedikleri Paul Auster'ın maalesef bugün ölüm haberini aldık.

2013 yılında Fransa'da Fransızca olarak gerçekleştirilen bu röportajda Auster ölüm gerçeğiyle ilişkisi hakkında konuşuyor.

Ve Paul Auster'ın sevdiği şu alıntı da röportaj…

Edebiyat tarihinin en yetenekli yazarlarından, kişisel okuma külliyatımın önemli isimlerinden Paul Auster’a veda. Baumgartner’a başlıyorum.

“Nobody trusts anybody now.
And we’re all very tired.”

Dil farklı, dert ortak. Bu çağın insanı yorgun, güvensiz ve kafası karışık. Varoluşun hangi bölümüne denk geldik bilmiyorum, neyle savaşıyoruz ve bölüm sonu canavarı ne zaman gelecek, onu da bilmiyorum.

Issız sokakta, alt geçitten yürürken, geç saatte otobüsteyken etrafımda kadınlar olduğunda rahatlıyorum, güven duyuyorum. Kadınların yaşadığı her türlü şiddet, taciz ve yapanların cezasını bulamaması insan için en basit şey olan toplumda huzurla yaşama özgürlüğünü elimizden aldı.

“Fikir, doğası gereği, iletilmek durumundadır:
Yazıyla, sözle, eylemle. Fikir çimen gibidir.
Işık ister, kalabalıkları sever, melezleşerek serpilir, üzerinde yol alınsın diye gelişir.”

Çok yorgunum, yatıp uyuyacağıma canım Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza, Oblomov falan okumak istiyor. Ben ayarları tam olarak nerede bozdum acaba?

Felsefeyle ilgili herhangi bir şey okurken ve yazarken yanınızda bahsedilen kitapları, yazarları ve düşünürleri not etmek için ayrı bir not defteri olmalı. Lahana gibi kavram içinden kavram, kitap içinden kitap çıkıyor. Bu durumu çok seviyorum çünkü okunacak, araştıracak çok şey…

Öyle bir halsizlik ve hiçbir şey yapmak istememe halindeyim ki hayatımda yapmayı en sevdiğim şeyler için bile kendimi zorluyorum. Mayıs sıkıntısının ne olduğunu alerjililer iyi bilir.

Sana 'sıradan hayatların ardındaki olağanüstülükler' yahut 'rutindeki sadelik' falan diyecekler. Tebessüm ile gözyaşının yazı-turalığını, içinde doruklar ile diplerin daima tedirginlikle devindiğini, yalnız kalmak ile yalnız olmak arasındaki o görkemli bedeli anlayamayacaklar.

Muazzam bir emek ve sistem. Bayıldım. Bu arada ben de mutlaka el yazısıyla yazarım ne üzerine okuma-araştırma yapıyorsam. Yazmazsam unutuyorum. Yazıp üzerinde notlar alırsam, kendimce çizimler yaparsam aklıma yerleşiyor ve unutulmuyor.

Edouard Louis, çok sevdiğim çağdaş yazarlardan. Şiddetin Tarihi, Babamı Kim Öldürdü, Eddy’nin Sonu kitaplarını okumuş, bayılmış hatta Şiddetin Tarihi üzerine okuma grubumla bir atölye yapmıştım.
Yeni kitabı Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri de en az diğerleri kadar…

Alanya’da yaşıyorum. Otobüsteyiz, şoför güya serinleteceğim diye fanı açmış, otobüs bir anda çok sıcak oldu. Bir tane amca diyor ki “Kaptan cehenneme hazırlık mı yapıyorsun hayırdır?”

Ya Kafka bunu söylemiş olabilir mi, bir de altına adını yazmışlar. Okumadığınız kitapları saçma sapan alıntılara referans vermeyin, koskoca Kafka’yı Kahraman Tazeoğlu’na çevirmişsiniz.

Yaşadığı kötü olaylara sığınıp kendi hayatlarıyla ilgili hiçbir şeyi değiştirmeye, kendini geliştirmeye çalışmayan ve sürekli başkalarını/geçmişi suçlayan insanlara saygı duymuyorum.

Bir makarna paketi, bir kitap kargosu bir de seni görünce… 🫶

Otobüs tıklım tıklım, üstelik hastaneye giden otobüs, dolayısıyla yaşlı ve hasta çok. Şoför yolcularla dolu otobüsü benzinciye getirdi. Yolcu almadan önce yapılması gereken bir işi bekliyoruz şu an. Ben dersime geç kaldım, insanlar da mutlaka bir yerlere yetişmeye çalışıyorlar.…

Ukalalık kavramına haksızlık edildiğini düşünüyorum. Ukala olmadığımız zaman da tepemize bindiler. Ben artık “ayy ne kadar tevazu sahibi” bölümünden “Buna bir şey söylenmez, yapıştırır cevabı, üç gün düşünürsün” kısmına geçtim. Yapımda ve yayında emeği olan herkese teşekkürler.…

Velilerimden ve arkadaşlarımdan görüyorum ki anne olmak çok yüksek bir sosyallik ve kalabalık enerjisi gerektiriyor. Sürekli bir aktivite halindeler, çocuğun arkadaşlarının doğum günü, kursları, aile-okul hayatı ve benim aklıma gelmeyen bir sürü şeyle uğraşıyorlar. Üzerine de…