Sanatın en derin etkisi, izleyicisini değiştirmesidir. Bir filmden çıkınca başka biri olursunuz; bir şiir okuduğunuzda artık aynı bakışa sahip değilsinizdir. Sanat eserinin değeri, ne kadar büyük olduğunda değil, sizden geriye ne bıraktığında saklıdır.

Bir üniforma bir insana bu kadar mı yakışır. Çakı gibi atam maşallah. Üstelik öyle oturduğu yerden hamaset ile de değil, yaşamı savaş meydanlarında geçmiş hatta yaralanmış 4O yaşında hem Gazi unvanı hem Mareşal rütbesi almış. 🤍

öğrencilerinizin özellikle kız öğrencilerinizin mağdur olmaması için aldığınız sözde önlemler bugün kampüsünüzde çocuk cinayeti işlenmesine engel olamadı

Bu kadar suç kaydı olan biri ortalıkta nasıl gezebiliyor, hocalarını mezununu geçirmeyen bir üniversite kapısı katile nasıl açılıyor diye düşünmekten, bir kız çocuğunun gece bir düğünde çalışmak zorunda kalmasına gelemiyoruz bile. Bu cinayet, memleket fotoğrafı.

Kadınları "seçtikleri erkekler" nedeniyle suçlayanlar, al bu da "seçmediği" seçemediği... Altına hâlâ "Ne yaşandı acaba?" yazan var. Ne olsa kız haksız olabilir kızını otogarda tüfekle bacaklarından vuran bir baba karşısında?

Örneğin kötüsü de var başkaları da yapmasın diye, önce onu bir doğru anlayın

Did u sleep well? Me:

oz sahsi gonderimdir

Kimse evini karınca bastı diye yiyeceklerini örtmez çünkü bu işin böyle çözülemeyeceğini bilir. Haşere ilacı alır.

Modern hayat gözlerimizi hızlandırdı; hızla kaydırıyoruz, hızla geçiyoruz ve hızla unutuyoruz. Oysa bir heykeli izlemek, bir resmin tek bir ayrıntısına saatlerce bakmak bile bir direniştir. Sanatın en radikal eylemi durmaktır; çünkü durmak, çağın dayattığı hıza itaatsizliktir.

“belki de saklarız onu, kalbimizde bir delik açar gibi. belki denize ulaşır, içimizdeki nehirler bir gün. yine yazı bekleriz.”

Babamın oğluyla ben;

Yıldızlarım fena çakıştı

Tek başına kahve içmek, yürüyüş yapmak, sinemaya/tiyatroya/söyleşiye gitmek ve sürekli kitap okumak kendiyle ve hayatla barışık olmak demek. Bu da ruhu o kadar besleyen ve temiz tutan bir şey ki.

“O gün bütün Türkiye yağmur yağmadan ıslandı.” 🇹🇷 #SonsuzKasım

Şunun normalleştiği bir ülkede kentsel tasarım filan konuşmak komik geliyor bazen.

akademik kariyer konusu açılınca bizim kelime dağarcığı

0'dan şehir planması fırsatı geçtiği yerde: - park yok - mimari yok - estetik yok - yeşil alan yok - çarpık kentleşme - asimetrik görüntü - toplanma alanı yok

When the deadline is deadlier than your sickness. 😷💻.