Yarayı ancak yarayı açan onarabilir. Gel gör ki yarayı açan bırakın onarmayı çoğunlukla yarayı siz açmışsınız gibi sizi suçlar.. ..anlatmaya çalışmayın. Kabullenin ve yaranızı hala kanatan bağı kopartın ki iyileşebilesiniz.

“insanı tanıdıkça psikolojiniz bozulur, ömrünüz kısalır. hayvanı tanıdıkça ruhunuz dinlenir, ömrünüz uzar…” .

Bildiğin her yoldan anlatmaya çalıştın. Ağlayarak, bazen kavga ederek, bazen şefkatli konuşarak. Çabaladıkça daha çok yara aldın. Soğuk duvarlarında küçük bir sıcaklığa bile tutunmaya çalıştın. Olmadı, olduramadın. Artık geçmişe bakma, orada senin için hiçbir şey kalmadı.

yerlere göklere sığdıramadığınız taşra irfanı denilen şey; feodalizmdir, kurnazlıktır, gericiliktir, sinsi cehalettir, gelene ağam, gidene paşamdır.. .

“yas tutmaktan, dehşete düşmekten, görkemli acılar çekmekten, sizin sinsi cehaletinize utanmaktan fırsat buldukça yaşıyoruz…” .

14 Eylül.

Seni kırabildiği her yerden kıracak, yalnızlaştıracak, değersizleştirecek. Anlatmaya çalıştığında aşırı hassas olduğunu söyleyerek manipüle edecek. Bir türlü anlatamayıp öfkeden deliye döndüğünde de hasta olduğunu ve ilaç kullanman gerektiğini söyleyecek.

Belki de bu dünya bir başka gezegenin cehennemidir. Aldous Huxley

sadece iki günümüz var yaşamak için; bu iki günü aşağılık adamların önünde diz çökerek geçirmeye değmez. yaşamak yalvarmak için çok kısa.! —— volteire .

kula kulluk etmeyi sonlandırdığın için, bize; birey ve insan olmayı öğrettiğin için minnettarız Büyük Atatürk. .

“Çocuklar başlangıçta anne babalarını çok severler. Bir süre sonra onları yargılamaya başlarlar. Ve doğrusunu isterseniz pek ender bağışlarlar.” - Oscar Wilde

isimlerinizin önüne koyduğunuz ünvanlarınızla ilgili değilim, olmayacağım da. ünvanların ve koltukların hükümsüzlüğünü öğreneli oldukça zaman geçti… .

“dünyadaki en korkunç yer; sessizce ve usulca, kendi içinde iyileşmeye çalışan bir insanın zihnidir…” .

“kırkından sonra anlıyorsun ki, eylemler, sözcüklerden daha görkemli konuşuyor…” .

“aldığın nefes ciğerini acıttığı zaman konuşalım. şimdi yaran, yarama denk değil…” .

“yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahaneydi sonbahar.”

“tarafsızlık, zalimin tarafını seçmenin kurnaz şeklidir…” .

tek kalemde silen biri gözüksem de sevdiğim insanlara içimde çok fazla şans veririm ben o silme noktasına gelinceye kadar sizi kaç kez affettim bi bilseniz