İnsana ağır gelen kendisidir. Yoksa türlü sıkıntılar veya belalar, misafir gibi gelir ve giderler. Hayatın bir yükü varsa, insanın kendine bin yükü var. Yaşamak, hürriyet ve saadet, bir köşede sessiz bekliyor. Lakin insan, kendini taşımaktan bir mecal bulamıyor.
O dediğiniz dönemde Ankara'da bir memur çocuğunu koleje gönderecek gelire sahipken Türkiye'de kırsalda, köylerde elektrik yoktu. Anadolu'dan toplanan vergiler, milli gelir küçük bir zümreye dağıtılıyor, kalan %90 yokluk içinde yaşıyordu.
öffff yok serenay çalışmalara katılmış yok kıvanç telefonları açıyormuş ya 5 gündür uykusuz beton deliyo elleri ayakları öpülecek adamlar ne yapalım bunlara plaket mi verelim
Polonyalı kurtarma ekibi, mahremiyet gereği enkazdan kurtarılan kişinin etrafına battaniye germiş. CNN muhabiri diyor ki "şu an etrafına battaniye gerdikleri için gösteremiyoruz." Bakalım Polonyalılar medyamıza mahremiyet eğitimi verebilecek mi...
Bunca zaman sana ne öğretti diye soracak olursan, şaşırmamayı öğretti. İnsana, zamana, olanlara ve olacak olanlara şaşırma yetimi kaybettim. Her şey mümkün benim nazarımda ve her şey olası. Kimseye veya hiçbir hadiseye fazladan umut beslemem. Umudumuz ancak Rabbimizedir.
Bir Türk geleneği ya da İslami bir ritüel olsaydı muhtemelen saçma bulup alay edeceklerdi...
Yaşadığınız inanç boşluğu ve kimlik bunalımı için size çok üzülüyorum
İşi şahsi polemiğe dökmemek için yazdıklarını alıntılamadığım bazı isimlerin utanmazlığını aklım almıyor. Muktedirlerin fedailiğini yaparak, bazen ağlaya sızlaya bazen güle oynaya, dalga geçe geçe unvan, makam, para, mülk kazanan, omurgasızlık dışında hiçbir özelliği olmayan,