12/20 elde edilen sonuçlardan biri, bu bölge için özerklik sistemi kurmak olmuştur, bu mahalli özerklik sisteminin kendi yönetimi ve yazılı bir Kürt dilini öğretmeye çalışacak kendi okulları olacaktır. Bu koşullar altında, neden bu halk Ankara'ya teslim edilsin ve niçin orada

13/20 bir plebisite [halk oylamasına] başvurulsun? Bu plebisiti isteyen Ankara'dır. Kürtler hiçbir zaman plebisit istememişlerdir. Bu zavallı halk, bunun ne anlama geldiğini de bilememektedir…" (Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar, Belgeler, cilt 1, Der. Seha Meray, T.İş Bankası)

14/20 İsmet Paşa akşam oturumunda bu konuşmaya cevap verdi. Cevabında Türkiye'de oturan herkesin aynı ölçüde seçmen olduğunu, onların seçtiği kişilerin mecliste eşit haklara sahip olduğunu, Meclis'te Musul'dan milletvekili olmadığını ama bunun nedeninin Musul'un işgal altında

15/20 olmasından dolayı serbest seçim yapılamaması olduğunu söyledi. Lord Curzon tekrar söz alarak İsmet Paşa'nın bu milletvekillerinin nasıl seçildiğini, kaç oy aldığını, kimlerin onlara oy verdiğini açıklayamadığını, Musul konuşulurken Musul temsilcisi olmamasının da eksiklik

16/20 olduğunu belirttikten sonra Musul'da plebisit yapmanın neden imkansız olduğuna dair konuştu. Bu arada, İsmet İnönü’nün her konuşmaya “Biz Türkler ve Kürtler” diye başlaması sadece İngilizleri değil, meclisin ırkçı-Türkçü kanadından gelen

17/20 İkinci Delege Dr. Rıza Nur’un da tepesini attırmıştı. Rıza Nur İsmet Bey’in “Kürt olduğunu” nasıl keşfettiğini şöyle anlatacaktı: "Akşamları yemekten sonra İsmet’le bir iki saat laf yapıyoruz. Sonra çalışıyoruz. Benim Türkçülüğüme ait tetkikatımı soruyor.

18/20 Kendisi hareketli Türkçülüğünden bahsediyor. Türk ocağında aza olduğunu söylüyor. Bir akşam nasılsa gaflet edip bana dedi: Bitlis’te Türk var mıdır? İsmet pek kurnaz. İçi dışına taban tabana zıt bir adamdır. Nasıl gaflet edip de bu lafı, bu sırrını [ağzından] kaçırdı.

19/20 O aleme kendisini Malatyalı bir Türk gösteriyor. Halbuki babası Malatya’da sade mahkemede zabıt katipliği etmişti. O da az bir müddettir. Kenisine ‘Şehirde Türk vardır’ diyerek teselli edici bir laf söyledim. Fakat bu sırra vakıf oluşum beni alt üst etti.

20/20 Vicdanımı bir gazap ateşidir kapladı, içimi yaktı. Demek İsmet Kürt’tür. Hem de koyu Kürt! Türk değilmiş ha! Biz bu heyetin başından abaza diye Rauf'u attırdık. Türk diye bir halis Kürt getirmişiz, vah yazık!…" (Rıza Nur, İnönü Kavgası Lozan ve Ötesi, İşaret Yay. 1992)

Bu gerizekalı daha iki gün önce Filistin'e devlet istiyordu nehirden denize kadar. Mesele Kürtler olunca da "ulus-devlet dönemi çökmüştür" diyor.

O değil de bu Özbekler'deki değişim inanılmaz hızlı ilerliyor, Özbekistan devleti de bunun farkında o yüzden dini bir metin basmak, anlatmak, çarşaf/Ferace/peçe giymek suç orada. İnsanlar orada Tevhidi, tağutu, cihadı, küfrü ve imanı gizli gizli konuşuyor, telegram da hiç

100 bin tondan fazla bomba attılar ve direnişe diz çöktüremediler. Direniş sadece İsrail'e karşı değil ABD, İngiltere ve Avrupa'ya karşı savaştı. "Yok edeceğiz" dedikleri HAMAS'la ateşkes imzalamak zorunda kaldılar. Hedeflerine ulaşamadılar ve ulaşamayacaklar. Dünya Filistin'in

İsrail’in alıkoyduğu üç milletvekili ile ilgili Saadet Partisi’nden tepki; “Bu keyfî tutum, sadece milletvekillerimize değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin onuruna ve diplomatik dokunulmazlığa yönelik açık bir saygısızlıktır. Saadet Partisi olarak, milletvekillerimizin ve alıkonulan

100 bin tondan fazla bomba attılar ve direnişe diz çöktüremediler. Direniş sadece İsrail'e karşı değil ABD, İngiltere ve Avrupa'ya karşı savaştı. "Yok edeceğiz" dedikleri HAMAS'la ateşkes imzalamak zorunda kaldılar. Hedeflerine ulaşamadılar ve ulaşamayacaklar. Dünya

İsrail’in uluslararası sularda 3 milletvekilinin kaçırılmasına mani olunmamış, Burada gazel okuyorsunuz. Rüyadan uyanın artık.

1) Bu kadarı da fazla, bu insanlar cani değil, sadece kendi ana dilleriyle konuşan, çocuklarını eğiten insanlar. Türkçe İslâmî ve insani faaliyetler asimilasyona hizmet ettiği için tasvip ediliyor, Kürdçe faaliyetler ise böyle hukuka aykırı muameleye maruz kalıyor. T.C. Diyarbakır Valiliği

2) Biz sizin evinize karışıyor muyuz? Mustafa Kemal'in görsellerine, Erdoğan'ın görsellerine vd Siz hangi hakla evleri basıp, dağıtıp, çocukları korkutup hukuku çiğniyorsunuz? Bu devlet ve rejim; yüzyıldır Kürdlere ve diğer muhaliflere bunu yapıyor. Düşün yakamızdan! Zalimler.!

3) Bu kadarı da fazla, bu insanlar cani değil, sadece kendi ana dilleriyle konuşan, çocuklarını eğiten insanlar. Türkçe İslâmî ve insani faaliyetler asimilasyona hizmet ettiği için tasvip ediliyor, Kürdçe faaliyetler ise böyle hukuka aykırı muameleye maruz kalıyor. TC İstanbul Valiliği

Kemalizm'in Kürt politikası 9 T'den oluşur: Tedip (terbiye), tenkil (cezalandırma), taktil (katletme), tehcir (sürgün etme), temdin (medenileştirme=Türkleştirme), temsil (asimile etme), tahkir (aşağılama), tasfiye (arıtma), tevkif (tutuklama).

bekir develi, gazzelilere yaşadığı sıkıntıları anlatıyor.