28 Ağustos 2025, Silivri, 175. görüş: Tayfun'dan herkese çok selamlar. 175. kez Vera ile Silivri’deyiz. 1216 gün geçti. Tam olarak 3.5 yıl. Nasıl sayarsanız sayın, bu çok uzun bir zaman. Zamanı rakamlarla ölçemeyiz; bekleyene çok daha uzun.. Bu bir kabus olsa, uyanınca

"Algı yapmak" nedir yahu? Algı oluşturmak denir, artık onu bile kullanmıyor çoğu insan sırf bu cahil takımının jargonuna uymamak için. Kamuoyu oluşturmak, daha güzel sanki.

Beter olsun. Liboşluğun sonu budur işte, herif gelir maaşınıza çöker.

Bazıları farklı bir şey yapmanın gerektiğini söylüyor ama kimse cesaret edip ne olduğunu söylemiyor çünkü herkes başkası bedel ödeyip kendi hayatını kurtarsın istiyor. Özgür Özel'in nasıl ince bir çizgide yürüdüğünü de biliyor ama klişe eleştirinin reytingi yüksek.

Tamamen suçsuz olduğunu herkesin bildiği bir insana yapılıyor bu muamele üstelik.

Mühendis mi? Bir kere bu tahtalar zaten makinede yıkanmaz. İkincisi, ahşap inert bir malzeme değil, vücuda zararı yok. Düzenli bakımını, yağlamasını yapıp, kanatlı hayvan kestiğiniz tahtayı başka gıdada kullanmazsanız hiçbir sağlık sorunu yaşamazsınız.

Dizide acaba sürekli yüksek sesle konuşan ve yerli yersiz sinirine tepki gösterildiğinde "Karadenizliyim ben, asabiyim" diye üste çıkmaya çalışan karakter de var mı? Toplumun büyük kısmının aklıne gelen karakter bu çünkü.

Yorumlara bakın, herkes porno izleme tercihini yazmış. Porno bağımlılığı incel bir nesil oluşmasına çok yardımcı oluyor maalesef.

Bu adamın da mutlaka kamyonla denyoluğu vardır ama çocukluğumuzun simgelerinden biriydi. Mavi Ay, Zor Ölüm, vb... Üzücü bu hale düşmesi.

Ezoterizmin safsata olduğundan daha okult bir bilgi olmamalı çünkü okultistler bu bilgiyi sizden bir hazine gibi saklar.

X (veyahut Twitter) incelleri be like:

Edi ve Büdü aynı evde yaşayan iki erke... Lan bir dakika?!?!

Binayı biliyorum, 6.5'lik bir deprem kadar geleceği maalesef.

Videodaki karakterler çok ilginç. Hepsinin kendi dizisi çekilebilir, hele şu satranç oynarken kitap okuyan ve görme engelliymişçesine resim çizen kişiler...

Bir sabah şafak operasyonu ile gözaltına alındılar, pislik içinde günlerce tutuldular, sonra hiçbir ciddi gerekçe gösterilmeden tutuklandılar. Aileleri ve avukatlarıyla görüşemesinler diye çok uzak cezaevlerine yollandılar. Haklarında hâlâ bir iddianame yazılmadı. Evlatlarından

Sakın yapmayın. Gün olur en çok ihtiyacınız olan anda beş parasız ve kredisiz kalırsınız ortada.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduktan sadece 2,5 ay sonra; Belediye başkanlığı maaşına ilave olarak aynı anda 5 şirketten daha huzur hakkı almaya başladığını tespit ettik. 1994’te her ay 6 maaşla

Stefan Zweig'ın "İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar" eserini hatırladım. Bu da insanlığın yıldızının söndüğü anlardan olsa gerek. Bu kararı verenler farkında değil ama yıllar geçse de bu karar insanlığın karanlığı olarak anılacak ve her toplum öğrenecek.