Vatan, yalnız maddi bir değerden, üzerinde yaşanılan kuru bir toprak parçasından ibaret değildir. Vatan, rahmetli Dündar Taşer ağabeyimizin emsalsiz söyleyişi ile: "Milliyet ve mukaddesatın korunduğu yerdir."
Galip Erdem
“Biz bir cihan devleti kalıntısı üstünde, cihan hakimlerinin evlatları olarak oturuyoruz. Sokaktan mektebe, kahveden fabrikaya koşmalıyız. Sanayimizi kurmalı, büyük milletin imkanlarını büyük geleceği kurmak için seferber etmeliyiz.”
Dündar TAŞER
Tefekkür zihinlerimizi bulandıran bulutları dağıtmak sûretiyle bizi birlikle karşılaştırır. İrade vasıtasıyla da çokluktan kaçar, mutlakın bütün ihtişamıyla ortaya çıktığı son perdeyi yırtarız.
(İslam tasavvuf meseleleri/Erol Güngör)
Ve Enver Paşa bir kez daha seslendi Kuşçubaşı'ya: "ümitsizlik içinde ümit bulan sen de mi tükendin, herkes tükenebilir ama bizim tükenmeye hakkımız yok Eşref."
Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum
Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum
Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif
Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum
“Ah minel aşk-ı ve halatihi..”
Çok eski bir gerçektir bu biliyorum
Dilaver Cebeci/ Sitare
Kullandığımız şeylerin başlangıcı nerede olursa olsun bunlar bizim hayatımız içinde birbiriyle kaynaşarak belli bir hüviyet kazanmışlardır. Hiç kimse bizi iskarpin giydiğimiz veya felsefe okuduğumuz için Türklükten veya Müslümanlıktan çıkmış sayamaz
(İTM/Erol Güngör)
Bir Hun türküsüyle, Selçuklu yüreğiyle
Yeniden Türklüğe eğilmek.
Yeniden cemre gibi düşmek toprağa
Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu
Yunus Emre gibi atsız pusatsız
Yeniden fethetmek Anadolu’yu
(Yavuz Bülent Bakiler)