Bir İslâm dili olarak Kur'an menşeli Türkçemiz vatanımızın tapusudur.

Pontusçuluk :)

Akifi takip eden hafiyeler hangi Fırkadan?

Nuri Pakdilin zulmünden, İlhami Çiçekin pisi pisine intihar ettiğinden,edebiyat dergisinin boktanlığından ve daha birçok şeyden bahsedilebilir.Müntehiri kutsayarak romantik ikon yaratmak yerine külahımızı önümüze koyarak kimden,neden ve nasıl hesap soracağımızı düşünmemiz lazım.

Alarak Aşkâr'ı hazırladı sessizken gece Kuşanarak silahlandı kılıç kalkan böylece

Belki bir gün Dikkat Portal röportaj yapar da Hasan Oğuz a sorar neden aruz ile yazdığını.

Kardeşimiz Hasan'ın hanefiliğine, Hüseyin'i (ra) şehit edenlerin küfrüne, senin de çapsız bir münafık olduğuna şahitlik ederim.

Hüseyin'e (ra) diş bileyip, onu şehit edenlere sahip çıkan senin gibi münafıkların hakkı münazara değildir. Sahabeye sövmeyi itikat bilen şiilerin hakkı da münazara değildir.

İlhami Çiçek'in Türk Şiirindeki yeri hakkında kardeşim Osman Nuri ile ağabeyim Vedat Eğilmez'in konuşmaları, kendi durdukları yeri de tahkim eden değerlendirmeleri ihtiva ediyordu. Ahmet Hoca dahil, bu üç konuşmacıya daha fazla süre verilmesi gerekirdi. Konuşmaları yarım kaldı.

م

"...beşeriyetin bir parçası olarak dünyayla karşılaşmamızın her çeşidi müntekim olmamızı gerektirir. Bu sebeple takvaya talip olacağız. Dünyaya geldiğimize, indiğimize göre yükselmekten daha doğru yol yoktur."

"Türkler Kur’an ve Sünnet vasıtasıyla kendilerine nakledilen doğruyu ciddiye aldıkları nispette seçilmiş bir cemaat vasfı arz ettiler.Tersi de vuku buldu.Nerede bilerek/bilmeyerek kendilerini Allah dışındaki yetkeye kurban ettiler/etmeğe tevessül ettilerse orada tökezlediler"

Yeni dönemimiz Ekim'de! Gelin, elbirliği ile bir güzelliği büyütelim!

kendini bilenin dinini de bileceğini biliriz. bu yapıyı üretenler ne kendini ne dinini biliyor. hz. ebubekir’in adını veriyorsunuz şu vahşete.

peyami safa tecrübe için şöyle der: “tecrübe, yaşlanarak değil, yaşayarak kazanılır; zaman ise insanları değil, armutları olgunlaştırır.”. bugün yaşını başını almış çokları, tecrübe edinmeden, üst üste yığılmış günlerden ibaret bir hayatı sürüyor...

iş bilmezliğin her yanımıza ve yöremize musallat olduğu bir acayip zamandayız. neyi kaybettiğimizi buralardan da hatırlamaya başlamadıkça günlerimizin zorlaşacağı hükmünde bulunmak büyük bir öngörü sahibi olmayı gerektirmiyor.

"tivisekkiz acun paşanın kanallarını izleye izleye beyni pelteye dönmüş cıvık toplumundan çıka çıka böyle acayiplikler çıkıyor."

"Kırıldı tabakası Vitrinde soldu Ondan kalan çiçeklerin en güzeli Kimse ummazdı ondan Bir altyazıya saklanıp gitmeyi Sarf edilip söylenmedi hiçbir söz Onunla geçen son akşama dair Açılmamış bir kutu ranzasının üstünde Elbet büyüktür bir tekmilden miraç bahri"

"Ettiniz terk gazayı siz oturup koklaşınız/ Unutun cenk, karınızla konuşup zırlayınız”