Yılanın sicimleri yutarken oluşturduğu girdap bir kara deliğe dönüşür. Bu sicimleri önünde geçen her saniye, arkasında geçen yıllara eşit olur. Zalimler artık geri dönüşü olmayan kara deliğe düşerler.
Herkes işlediği cürüme göre ya cehenneme ya da cennete doğar. Zalimlerin yerine yeni halk geldiğinde, Allah bereket yağdırır, yeni fidanlar bitirir, ağaçlar yetiştirir, yeni geçim kaynakları çıkarır, yeni gelen halkı üstün kılar.
Barış döneminde yahudi şeytanlar, sahtekâr şahıstan müminlere ihanet etmesini isterler. O sahtekâr da, müminlere duyduğu kinden dolayı hemen ihanet eder.
Derken bu sahtekâr zorbanın saltanatını kurtlar kemirmeye başlar. O da mevkisini korumak için firavunlaşır. Ona tabi olanlar da o zalimi putlaştırırlar.
Kemale ermiş aydın bir zat, o zalimi uyarmak için elçiler gönderir. Zalim şahıs ve kuyruğu gerçeği anlatan elçilerle alay ederler. Onlar ki, o elçileri yalanladıkları için azabı hak ederler ve kendi ettiklerinin karşılığını bulurlar.
Aydın zat halka:'Allah'a dua edin, yalnız Allah'tan yardım dileyin' diye tavsiyede bulunur. Müminler içinde bir grup o zalime boyun eğmezler. Kalplerinde hastalık olanlar ise hak yoldan dönerler...
... ve elçilerin getirdiği haberleri inkar ediyoruz derler, iftiracı olurlar. Sahtekâr şahsın avanelerinden bir kısmı da kendi aralarında ihtilafa düşerler. Onlar kendi aralarında çekememezlik yüzünden ihtilafa düşerler, birbirlerinin kuyusunu kazarlar.
Mümin grupların bir kısmı da yine çekememezlik yüzünden ayrılığa düşerler. Aydın zat 'Rabbimize döneceğiz' diyerek müminlere sabrı tavsiye eder. Zira Allah sabredenlerle beraberdir. Sahtekâr şeytan, aydın zat için;'bu bir üst akıl tarafından öğretilmiş bir meczuptur' der.
Merdan;'Rabbimiz! Sen firavun ve onun ileri gelen adamlarına bu fani hayatta muazzam bir haşmet ve onca servet bahşettin, onların mallarını ve mülklerini yok et, kalplerine de darlık ve sıkıntı ver. Belki onlar can yakıcı azabı görmedikçe imana gelmezler' diye yakarır.