... fiyatlar yükselir, halk mahsulü bulamaz hale gelir. İşte böylece Allah, onların işledikleri günahların bazı kötü sonuçlarını bu dünyada kendilerine tattırır ki, şirkten vazgeçip imana gelsinler.
Allah insanları dünyada; kah yoksulluk, hastalık, kaza, bela gibi hoşa gitmeyen şeylerle, kah zenginlik, sağlık, refah, güzellik gibi hoşa giden şeylerle sınar, imtihan eder.
Zalimler; Allah bir gün kendilerini kaldırıp, yerlerine yeni bir halk getirir diye korkudan ödleri patlayacak gibidirler. Bu değişikliği yapmak Allah için çok kolaydır.
İnsanlar için geçim kaynakları hızla tükenirken, çogu kimselerin taptıkları putlar yeni geçim kaynakları yaratamazlar, putlar hiçbir şey yaratmaya kadir değildirler. Allah ise herşeye kadirdir.
Şehre yiyecek almaya giden halk fiyatları görünce ellerindeki paranın hiçbir şey almaya yetmediğini fark ederler. Bu durumda halk derin uykudan uyanır ve büyü bozulur. Sanki bir yılan sihirbazların iplerini yutar ve gerçekler apaçık ortaya çıkar.
Yılanın sicimleri yutarken oluşturduğu girdap bir kara deliğe dönüşür. Bu sicimleri önünde geçen her saniye, arkasında geçen yıllara eşit olur. Zalimler artık geri dönüşü olmayan kara deliğe düşerler.
Herkes işlediği cürüme göre ya cehenneme ya da cennete doğar. Zalimlerin yerine yeni halk geldiğinde, Allah bereket yağdırır, yeni fidanlar bitirir, ağaçlar yetiştirir, yeni geçim kaynakları çıkarır, yeni gelen halkı üstün kılar.
Barış döneminde yahudi şeytanlar, sahtekâr şahıstan müminlere ihanet etmesini isterler. O sahtekâr da, müminlere duyduğu kinden dolayı hemen ihanet eder.
Derken bu sahtekâr zorbanın saltanatını kurtlar kemirmeye başlar. O da mevkisini korumak için firavunlaşır. Ona tabi olanlar da o zalimi putlaştırırlar.
Kemale ermiş aydın bir zat, o zalimi uyarmak için elçiler gönderir. Zalim şahıs ve kuyruğu gerçeği anlatan elçilerle alay ederler. Onlar ki, o elçileri yalanladıkları için azabı hak ederler ve kendi ettiklerinin karşılığını bulurlar.