Bunca yozlaşmaya rağmen, yine de insan ümit ediyor. Dilerim dünyadaki bütün zalimlerin sonu, bizim elimizden olur. Allah bizi son ve ihtişamlı bir kıyama memur eylesin.

İsrail'e edilen her beddua, atılan her taş, mermi, füze hatta küfür bile nazarımızda muteberdir. Yeter ki danışıklı dövüş olmasın.

Yaklaşıyor yaklaşmakta olan; aklen ya da kalben, herkes hissediyor esasında bunu. Fakat tarihin neresinde olacağız, bunu da zaman gösterecek. Kader öyle bir simya ki, tahayyülünden bambaşka bir yerde olabilirsin.

Haftasonu ☀️ Amsterdam

Eve yeni geldim, time'da savaş beklentisi var. Fakat atasözlerinde daima bir işaret vardır arkadaşlar; it iti ısırmaz.

Nitekim hayat kazanmak veya kaybetmekten ibaret değildir.
cihan çetinkaya

Sırası gelen✨ cihan çetinkaya

'Okuyun, diyor okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor...'
/Ali Şeriati

Böyle bir zamanda dünyayı sessize almak gibi bir lükse sahip olamasak da kaçamak için güzel bir eser sanırım.

'Yola çıkan kimselere evvela yolun kendisi yol gösterir. '
cihan çetinkaya

İnsanın hakikatini kalbinden al, sözünden değil. Birini tanımak istersen onun kalbine bak; çünkü sözde riya olur ama kalpte olmaz. Kalbini göremezsen mesafeli dur, ta ki kalbini aşikâr edecek bir sebep yaratılacaktır.

'Hak uğruna ikbalinden bile vazgeçmekten imtina etmeyenler ve haysiyet ile namusunu bir ilahî nişane kabul edenler ebeden kazanırlar. İki dünyada kazananlar, kimi zaman kaybetmeyi de göze alanlardır!
Zahirde görünen kazancın ve/veya yenilginin hükmü zayıftır.'
/ cihan çetinkaya

İnsan ne kadar büyürse büyüsün, bir yanı hâlâ küçük bir çocuk.

Küsleri barıştıralım, tatlıyı çayı fazla kaçırmayalım, dedikodudan kaçınalım, evlenmeyenleri, henüz iş sahibi olamamış kimseleri yargılamayalım. Mal mülk beyanı ile kimseyi sıkmayalım, bir de çocukları sevindirmeyi unutmayalım inşallah. Hayırlı bayramlarınız olsun.

Şu ses, kelimeler; ne zaman dinlesem ruhumu teskin eder. Bana bir yerlerde başka bir dünyanın da olduğunu hatırlatan dizeler.

“… beklemekten daha kötü bir şey varsa, o da artık bekleyebileceğin hiçbir şeyin kalmamış olmasıdır.”

Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır/ Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır..

İsrail'e ticari kısıtlama gelmiş. Geç alınmış bir karar olsa da memnunuz pek tabi. Dilerim faydası olur. Ticarete karşıyız diye aylardır uğradığımız linç içinse hakkımız helaldir. Gazzelilerden daha fazla bir zahmete katlanmadık neticede.

İstanbul bomboş; arabası olan sürebildiği kadar uzağa sürsün, nereye gidersen git beş/on/on beş dakika.

İnsanın mütemadiyen kendisine, ben neredeyim veya ne yapmaktayım, diye sorması gerekiyor. Çünkü sisli bir yolda yürür gibi tüketiyoruz bu yolu. Bir zaman gelir, geri dönmek artık zordur. Henüz geri dönmek mümkünken, sormalı insan kendine; ben neredeyim ve burada ne yapıyorum..

Kendi doğrularını bulman için, sayısız yanlış kapıya uğraman gerekiyor. Kimse ilham ile yolunu bulmuyor zira; defalarca yanlış yapıyor, hata yapıyor ve nihayet doğru bir kapıya varıyor. Hata yapmaktan korkmamak lazım, hatada sebat etmekten korkmalı.

Bu şarkının yeterince abartılmadığını düşünüyorum.