3️⃣ Önemli: Bu ifade, tek bir alim görüşüdür. Tüm Şiî alimlerinin mutabık olduğu bir mesele değildir.

1️⃣ Temel prensip: Ef‘al-i mükellef: mükellefin yapması veya yapmaması durumunda sevap/ceza doğuran fiiller. Evlilik, mükellefiyet fiilidir. Mezhepsel farklılıklar, ibadet birliği ve dini eğitim dikkate alınır. 📚 Rasail al-Murtaḍā

2️⃣ Kadının Sünnî erkekle evliliği: Şiî fıkhına göre geçerli. Ancak bazı Şiî kitaplarında mümkünse Şiî erkek tercih edilmelidir. Yani mekruh-i tenzih (hafif mekruh) sayılır. 📚 Tahrir al-Wasilah, c.2, s.312

3️⃣ Neden mekruh-i tenzih? Mezhepsel farklılıklar nedeniyle ibadet birliği sağlanamayabilir. Aile içi dini eğitim farklılıkları olabilir. Bu nedenle tavsiye edilmez; ama haram değildir. 📚 Rasail al-Murtaḍā

5️⃣ Özet: Geçerlilik: Evet, evlilik geçerlidir. Ef‘al-i mükellef üzerindeki hüküm: Hafif mekruh (mekruh-i tenzih). Şiî kaynaklara göre: Tavsiye edilen, Şiî erkekle evliliktir; Sünnî erkekle evlilik caizdir ama önerilmez. 📚 Tahrir al-Wasilah, c.2, s.312; Rasail al-Murtaḍā

📚Kaynakça 1. Tahrir al-Wasilah, cilt 2, sayfa 312 2. Rasāʾil al-Murtaḍā, cilt 3, sayfa 210 3. el-Kâfî, Şeyh Kuleynî, cilt 5, sayfa 285 4. Bihar’ul-Envar, Allâme Meclisî, cilt 103, sayfa 95

1️⃣ İddia: > “Peygamber hafif mekruh işlemiş oldu.” ❌ Şiî bakış açısına göre bu yanlış. 📚 el-Kâfî, c.2, s.156

2️⃣ Mekruh-i tenzih nedir? Mekruh-i tenzih: Mükellef insanın yaptığı, tercih edilmeyen fakat haram olmayan fiil. Sadece mükellefler için geçerlidir; peygamberler ve masumlar için uygulanmaz. 📚 Rasāʾil al-Murtaḍā, c.3, s.210

3️⃣ Peygamber ve masumlar: Peygamber her zaman hikmet, adalet ve Allah’ın emirleri doğrultusunda hareket eder. Dolayısıyla peygamber hiçbir şekilde hafif mekruh işlemez. 📚 el-Kâfî, c.2, s.156

4️⃣ Osman(la)’ın durumu: Osman(la), sahih İslam inancına göre hareket eden bir Müslümandı. Mekruh-i tenzih kavramı Osman için uygulanmaz. 📚 Bihar’ul-Envar, c.17, s.55

5️⃣ Sonuç: Rukayye ve Ümmü Gülsüm’ü Osman’a vermesi hikmet, toplumsal düzen ve ahlaki sorumluluk çerçevesindedir. Bu fiil mekruh veya yanlış değildir; tamamen caiz ve hikmetli bir fiildir. 📚 el-Kâfî, c.2, s.156; Rasāʾil al-Murtaḍā, c.3, s.210; Bihar’ul-Envar, c.17, s.55

Seyyid ibn Tavusun (rə) Qur'anın təhrif edilib-edilməməsi haqqında etiqadı Seyyid deyir: “Rafizilərin Qur'an haqqındakı fikri birdir”

Əllamə Hillinin (rə) Qur'anın təhrif edilib-edilməməsi haqqında etiqadı Əllamə deyir: “Həqiqət budur ki, onda (Qur’anda) nə dəyişiklik, nə təxirə salma, nə də irəli çəkmə var. Ondan nə artmış, nə də azalmışdır. Biz bunun əkisnə inanmaqdan Allah-Təalaya sığınırıq.”