Türkiye kötü oynamadı, Ama İtalya çok iyi oynadı. Tabi ki Egolu çok iyi ama Vargas da öyle. İtalya esasen takım olarak daha üstündü, hem hücumda hem savunmada, hem de kademede. Ve tebrikler Türkiye, izlemekten toplumca keyif duyduğumuz bir takım olduğunuz için.

Aşağıdaki madalya listesindeki ülkelerden herhangi biri, örneğin Dominik, Pakistan, Slovenya, Kuzey Kore, dese ki "olimpiyatlara ev sahibi olmak istiyoruz", derdim ki: önce siz biraz nasıl başarılı oluruz sorusuna odaklanın; altyapı, sistem, eğitim, yatırımlarınızı oraya yapın.

Sanırım olimpiyatlarda en çok kadın voleybol maçları ile ilgilendik. Malum, voleybol ülkesiyiz; ama final maçını izleyen hiç yok galiba, üzerine konuşan da öyle. İtalya'ya büyük tebrikler. Hem yetenekle hem de takım oyunlarıyla çokça hak ederek aldılar birinciliği. #Paris2024

İyi bir araştırmacı gazetecinin federasyonların durumunu, oralarda dönen dolapları, başarısızlıkların perde arkasını, adamcılıkları, rantları, ihmalleri tüm çıplaklığıyla ortaya dökmesine ihtiyaç var. ‘Federasyonlarda neler oluyor?’ gibi çok kapsamlı bir yazı dizisi mesela..

Bilgi eksik yalnız, kararsız oranı da belirgin biçimde daha yüksek çıkıyordu Kılıçdaroglu versiyonunda. O kararsızlar Kılıçdaroglu'na ikna olmuyordu. En az kararsiz Yavaş'ta çıkıyordu. En fazla fark ise, isim verilmeden sorulduğunda oluyordu. Kılıçdaroglu'nun en zayıf aday

Yaşasın halkların kardeşliği :)

Haklı ya da haksız olmasından ayrı bir durum var Kılıçdaroğlu'nun bu mesajında ve benzerlerinde. Kılıçdaroğlu'nun artısı barışçıllığı, üslubu ve kapsayıcılığı idi. Son dönemdeki hırçınlığı, "Gandi" ve "Piro" rollerinin köprüyü geçene kadarla sınırlı olduğuna işaret ediyor. Şunu

Bu tutuma sevindim. İzmirin dönüşümüne de vesile olur umarım, zira milliyetçilik "ilerici" görünümlerinde de tehlikeli. Cemil Tugay, popülizme mesafeli bir siyasetçi, ne sahadan kopuk sol popülizme ne de ırkçı sağ popülizme bulaşmıyor, işine bakıyor. Başlangıçta dezavantajı gibi

Bu görüntülerin sığlığının etkisi olmuyor sanıyorlar ama oluyor, millet bu siyasetten tiksindi, yeni, temiz, barışçıl bir siyaset beklentisi var.

En ironik olan da, ABD'ye kaçmış olmalarından kaynaklı iade davasında, sanığın kaçma riski olmadığı için kefaletle tahliyesinin talep edilmesi

Yıllarca Gençlerbirliği maçlarına gittim Ankara'da, en anlam veremediğim şeylerden biri, maç öncesi neden İstiklal Marşı çalındığı idi. Neden eşlik etmek gerektiği de ayrı bir soru, bir maç izleme etkinliği sonuçta. Tabi milliyetçilik yarışı ve beklentisi hiç bitmeyen bir şey.

Mahir Polat yine çok güzel söylemiş. Gerçekten şehirlerin en büyük sorunu sahiplenilmemesi, çünkü mekanları kendilerine ait hissetmiyor insanlar, dışarısı onlar için, bunu değiştirme vizyonu müthiş. Gençlerden de bugün en çok duyduğumuz ihtiyaç mekanlar.

Bu tür paylaşımlar gördüğüm de hissim şu oluyor: az sanatçı (veya pek bilinmeyen) olsa ya da vatansever/milliyetçi olmasa, haksızlık yapmak meşru mu olurdu?

#Narin’in gündemde tutulması ile olayın aydınlatılma olasılığı doğru orantılıdır. Bıkmadan, usanmadan #Narin’in gündemde tutulması #Narin’in bulunmasına, olayın aydınlatılmasına ve yeni #Narin olaylarının önlenmesine en büyük katkı olacaktır. #NariniBulalım

İyi olmayacağız.

Eşitsizlik Bülteni'nin yeni sayısında "mutluluk" kategorisinde bölgesel eşitsizliği inceliyoruz. Siz de bizim gibi "mutlulukta da eşitsizlik olur mu?" diye merak ediyorsanız, bültene bekliyoruz. 🔗esitsizlikbulteni.substack.com/p/10esitsizlik… Katkıları için Yasin Duman’a teşekkür ediyoruz.

Narin'le yaralandık yine toplumca. Elbette ilk değil, ama umut kırıcı. Bardak taşalı belki çok oldu, fakat kabullenme çaresizliği esas umut kırıcı olan. Özgecan'dan sonra da böyle olmuştu, farkındalık artıyor, ama çözüme etkisi olmuyor, çünkü hep erteleniyor.

Üzerine konuşanlar da aynen böyle:

Önceki dönem için bu duruş anlamlıydı, çünkü Erdoğan'ın tekrar aday olması meşru gorülmeyen bir şey değildi. Fakat şimdi, sevenleri dahil artık insanlarda bir yorgunluk var; değişiklik lazım algısında. Sürekli kuralları kişisel olarak esnetmek, değiştirmek, son bir defa