Burjuvazinin Jakobenizmden nefret etmesi doğaldır. Sınıf bilinçli işler ve genel olarak emekçi halksa, iktidarın devrimci, ezilen sınıfın eline geçişine güvenmektedir ki Jakobenizmin özü de budur. Bu şimdiki krizden çıkışın biricik yolu ve ekonomik tükenişin ve savaşın çaresidir

Samuel Huntington'un Modernleşme kuramının modern toplumun geleceğine dair bir öngörüde bulunamamasına ve Batı hegemonyasının dayattırılmasına dayanan eleştirisi

Mussolini'nin, İtalyan Genel Sanayi Konferedasyonu'na (sanayicilerin yani işverenlerin birliği) özerklik verdiği açıklaması Opera Omnia di Benito Mussolini (Cilt 19)" Floransa: La Fenice, 1956, s. 96

"Normalliğin yargıçları artık her yerdedir. Öğretmen-yargıçlar, doktor-yargıçlar, eğitimci-yargıçlar ve sosyal hizmet görevlisi-yargıçların toplumunda yaşıyoruz ve normatifliğin evrensel egemenliği onlara dayanmaktadır." -Michel Foucault (Mark Poster, Foucault Marksizm ve Tarih)

bize gelen bildirimlerin güzellik

"İktisadiyat sahasında düşünür ve konuşurken zannolunmasın ki, ecnebî sermayesine hasımız (...) Çok sây ve sermayelerine lâzım gelen teminatı vermeğe her zaman hazırız. Ecnebî sermayesi bizim sây'imize inzimam etsin ve bizim ile onlar için faideli neticeler versin." -Atatürk

bu fotoğrafa "bunlar giyilir mi amk" diye ağlayan herkesin kafasını sikeyim ya

"Ahlaksal olgu diye bir şey yoktur. Ahlaksal yargı ile dinsel yargının ortak yönü, ikisinin de aslında olmayan gerçekliklere inanmasıdır. Ahlak, belli olayların bir yorumudur, daha kesin konuşmak gerekirse, yanlış bir yorumdur." -Friedrich Nietzsche

ya bu sitede niye millet anti-tez üretemediği ve teorik altyapısının yetmediği, temelli fikir sunamadığı konuları yahudi ürünü diye geçiştirip aşağlıyor aq dünyanın en aciz hareketi

hükümranlığın amacına temel niteliğini veren şey, yani bu ortak fayda, bu genel fayda, nihai olarak yasaya itaatten başka bir şey değildir." -Michel Foucault

"Kumu altına dönüştüren koyunlar", pekala altını da kuma dönüştürebilirlerdi. Karl Polanyi, Büyük Dönüşüm, İletişim Yayınları, s. 75.

entelektüel, aydın, bilgili, yazar, düşünür, kültürlü, münevver, varoş-olmayan değerimiz İlker Canikligil ego 31'inde boğulmaktan kendinden geçiyor. bu Türk "aydınları" kendini üst mevkide görüp statü sayesinde belli kesimleri aşağılamaktan ne zevk alıyor ya

Léon Duguit, Georges Sorel’in şiddet teorisini reddediyor.

millet hala kemalizm sol mu sosyalizm ile kemalizm sentezlenir mi diye tartışıyor küfürleşiyor yazık aq