Psikolojidir bozulur, düzelir. Allah Sosyolojimize zeval vermesin 😀 (Kendimden alıntı, 2018)

Havaların ısınmasıyla gelen yaşama sevinci, yazı selamlayan ümitler, bende buhran ve bunalım olarak zuhur ediyor, akşam olup karanlık çöküp rüzgar esinceye dek.

"Ey zaman bilmez misin ettiklerini... Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben!"

Emek zayi olmaz amma hatırsızlık can yakar.

Fragile masculinity vs femininity as man!

Karşı tarafı anlamamakla itham etmenin (gerçekten anlamasa bile) kırıcı olduğunu düşünmekten bazen insanlara anlamadığının bağıra bağıra söylenmesi gerektiği fikrine doğru yürüyorum, gelen varsa.

Şüpheleniyorsam doğrudur.

"Hayat, fırtınanın geçmesini beklemekten öte, yağmur altında dans etmeyi öğrenmekten ibaret." Öğrendim, ki yağmuru çok severim..

"Ne gece kadar karanlık, ne Mariana kadar derin, ne güneş kadar aydınlık..."

80'li yıllarda feminizm, kamusal alanın söylem sınırlarını aşarken günümüz ataerkiye kadınlık hakkında söz hakkı vereceğini bilse ve söylemlerinin minvalini görse özel alanda kalmayı yeğlerdi.

Arkadaşımın söz gününde en son "nedime team" olarak kurdele yutmuştuk. Düğün zamanı geldi, daha ilginç ritüellerin bizi beklediğini seziyor gibiyim...

O kadar garip insanlar tanımışız ki normalini görünce yadırgıyoruz. Bakın burası paranoyanın toplumsal inşasının ilk adımıdır. Foucault olsa şey derdi "anormalliğin tarihi".

Tez görüşmeleri analiz sürecindeyim lakin modum budur: "Ben artık görüşme yapmak değil görüşmeci olmak istiyorum."

Allah'ın bir insana bahşedebileceği en büyük mucize, değişebilme kapasitesi. Bunun verdiği yumuşaklık, esneklik, kendini aşma hâli. Değişmeye direnen, bir hâlin, bir kusurun esiri oluyor. Ömrünü kendi kusuruna, keskinliğine taparak geçiriyor. Kendine taparken, kendinde boğuluyor.

"Dışımızda bir kader var. Görülmüyor, bilinmiyor. Ya istikbâli düşünüyorsun ya mâziyi. An yaşanmıyor." Cemil Meriç

İç sesimle konuşmaktan yorulmuyor değilim..

Sosyoloji okuyup da topluma entegre olabilen var mı cidden