İntihalle mücadelede caydırıcı yöntem… Tezin intihalcisinin kitabın önsözünde ismen ifşa edilmesi.

Hüsn-i hattın tüm çeşitleriyle:

عيد مبارك

Sülüs, nesih, muhakkak, ta’lik, nestalik, dîvânî, celî dîvânî, rik’a ve icâze hatları ile kufî hattın mağribî, maşrıkî, mushafî, fâtımî, memlukî ve satrancî türlerinden oluşan bayram tebrikleri. 🌿

Bayramımız mübarek olsun. Maddi ve manevi işgal altındaki İslam topraklarının zulümden, dalaletten, gaflet ve süfli hissiyatlar sebebiyle düşülen ihtilaflardan ve başsızlıktan kurtuluşunun müjdecisi olsun.

“Sevgili dost,
Neşesi yağmalanmış bir bayramdan geriye ne kalır?”

“Bayram tebrîki

Cenâb-ı Hakk, ‘îd-i fıtrın hulûlünü bi’l-cümle ehl-i îmâna müteyemmen ve yıllardan beri sevinmek duygusunu unutmuş olan müslümanların kulûbünü bâri bu sene şen buyursun.”

Âmin

bir zamanlar buralar müslümanlarındı ve bir zamanlar burada Ramazan akşamları yaşanıyordu

İbadetlerin “karşılığında bir şey almak” için değil, “bir şeye karşılık olarak” yapıldığı bilinci, başta morali olmak üzere insanın düşünce yapısı dahil bütün fiillerinin ruhunu değiştirir. Almak için vermek değil, aldığı için vermek, insana elinde olanı hatırlatır çünki.

Fitre: fıtrat kelimesinden geliyor. yani yaratılışın şükrü.

Küçükken Bursa’da mestûre olmayan hanımların Ramazan’a hürmeten başlarını örttüğünü görürdüm… Bugün oruçsuzluktan hicab edilmiyor… Silüetini istila eden betonarme sebebiyle Yeşil sıfatının griye dönmesi gibi, evliyalar şehri sıfatını bırakıp izmirin sıfatını almak istiyor sanki

Eğer bir gün, islamiyet gelmeden önce insanoğlunun cehaletinin ne boyutlara ulaşabileceğini merak ederseniz, Kosova sâlnâmelerinde geçen, islam öncesi arnavutların Dukakin kanunlarındaki kan davası konulu hükümlerine bakabilirsiniz.

“Bir adam, güzel bir bahçede, ahbablarının ortasında, yaz mevsiminde hoş bir ziyafetteki keyfe kanaat etmeyip kendini pis müskirlerle sarhoş edip; kendisini kış ortasında, canavarlar içinde aç, çıplak tahayyül edip bağırmaya ve ağlamaya başlasa, nasıl şefkate lâyık değil…”

“Değil abes konuşmak, konuştuklarının içinde hikmet gâlib dahi olsa, çok konuşmak sır âlemini öldürüyor…”

Zübeyr Gündüzalp’in vefat yıldönümü… Ne mutlu size ki vazifenizi bitirdiniz…

Zübeyr gündüzalp abi 'Allah rahatlık versin' cümlesini sevmezmiş. mezkûr hadis-i şerife istinaden olsa gerek.

'Üç şey kalbe nasihati tesir ettirmez: uyku sevgisi, taam sevgisi, rahat sevgisi.' -hadis-i şerif

'..gayeye erişmek ve yükselmek isteyenlerin 'beklemeye mecbur oldukları' faydalı bir imtihandır...' -zübeyr gündüzalp

'bir mücâdelede mağlup düşmek, bir ahd ve gayrette muvaffakiyetsizliğe uğramak, mücâhede ve gayretin icaplarındandır...'

Tohumun geniş âlemde neşvü nemâdan önce dar ve karanlık mekânda muvakkaten kalması gibi..her kışın bir baharı vardır

Zübeyr Gündüzalp tenkidin zehrini tarif etmiş:

“Çok tenkitçilerin, gıybetçilerin, herkesin kusurlu işlerini sayanların meclislerine yanaşma.Bu kötü ahlâk sana da bulaşır.Hem çabuk bulaşır. Zira bu fena huyun muharriki nefistir. Nefsanî şeyler nefisleri kolayca harekete geçirir.”

“Neden milyarlarca Müslüman, bir avuç siyonistle başa çıkacak kadar güçlü olamıyor…Neden daha güçlü olmak gibi bir derdimiz, bir davamız, bir güzergahımız yok? Cevap belli değil mi aslında; güçlü olamıyoruz çünkü kendimiz olamıyoruz.”

‘‘Laf kalabalığı boyadır, ve bir gün mutlaka altındaki duvarın sağlam mı yoksa çürük mü olduğu görünür.”