Mutsuzluğunun, olmamışlığının acısını, ekmek parası için kendisine tepki veremeyecek insanlara eziyet ederek çıkartan her birey, insan olamamış bir aşağılıktır.
Adana’da evi hasar gören kalacak yeri olmayan kadın çocuk aile farketmez evimin kapısı açıktır. Tarsus’tayım alır gelirim oldukları yerden. Zorda darda olan varsa evim evidir yayın bu tweeti
Hasta bir insanı iyileştirmeye çalışırken, istenmeyen bir şekilde oluşan kötü sonuç için doktorlara ağır ceza veren adalet dağıtıcılarının sapasağlam binlerce insanın hayatına mal olan binaları yapanları- denetleyenleri nasıl yargılayacaklarını çok merak ediyorum.
Birlik zamanı diye yorum yazınca sevgi pıtırcığı veya romantizm olarak yorumlanıp olmadık eleştriler yapılıyor. Buyrun filozof bilge Bertrand Russell, uzun ömründe süzerek dillendirdiği iki tavsiye... üç değil! 🖤 bu derin karanlık günlerde ihtiyacımız olan bu!
Biz de LÖSEMİ ve KANSERİN “ Celal Şengör’ü” olduk.
Felaket habercisi gibi KANSER GELİYOR diyoruz.
KANSEROJEN ASBEST vb içeren Bu deprem molozları kontrolsüz her yere dağıtılır, dere yataklarına dökülürse hepimiz
KANSER OLACAĞIZ
Depreme aldırmadığınız gibi buna da aldırmıyorsunuz
Tam 1 ay oldu. Sevgili vatanımız tarihinde görülmeyen çifte bir felaketi art arda yaşadı. Bu hattın ve çevrenin içindeki 11 vilayetin nüfusu 14 milyonu buluyor. Tüm gücümüzle desteğe devam etmeliyiz. Sakın unutmayın, unutturmayın.
Dinlerin ve inançların niteliğini, farklı dinlere ve inançlara olan hoşgörülerinin sınırları belirler; dindarların kendi din ve inançlarına olan özgüvenleri azaldıkça başkalarına olan hoşgörüleri de azalır; hoşgörüyü güçsüzler talep eder; güçlülük duygusu ise onu yaşama taşır!
Yobazın asıl istediği dini bir yaşam biçimi değildir. Onun asıl istediği, dini bir kamuflaj olarak kullanarak hastalıklı arzularını ve saldırganlığını doyuma ulaştırabileceği ve asla ceza almayacağı bir toplumsal düzendir.
İşte tam da bu yüzden, istediği hastalıklı toplumsal
Bedenin şatafatı gösteriş, ruhun şatafatı sadelik ve tevazudur...
Sadelik ve tevazunun huzur veren engin dünyasının tadına varamamış ham ruhlar, lüks ve gösterişle tatmin arayışına düşüyor. Oysa ruhu tatmin etmeyen maddi şatafat bir yerden sonra ağır ve acı bir yüke dönüşüyor...
Yokluğun ödülü, hayal ederek umudunu taze tutmaktır; varlığın cezası, anlamla doldurmayı bekleyen yaşamsal bir boşluktur ve çoğunlukla doldurulamayan bu boşluktan dolayı umutsuzluğa, anlamsızlığa düşmektir!
İnsan seviyorsa iki şeyi asla yapmaz.
Aldatmaz ve ağlatmaz.
Çünkü aldatmak insan onuruna; ağlatmak ise insan yüreğine yapılmış en çirkin saldırıdır.
Erich Fromm
5 sene önce bugün nerede olacağımı tahmin bile edemezdim. Şimdi ise MIT’de her sabah şu manzaraya karşı dark matter arıyorum. Hayal kurmaktan korkmayın dostlar, hayat emeğinizin karşılığını bir şekilde veriyor ❤️