Bu yüzden, kendime odaklanıyor, kendimi gerçekte olmadığım kişiyken yakalayıp, sorguluyorum. O halimi baskılamıyor, onu anlamaya çalışıyorum. Zira TANRI insana, ilahi işleyişi kavrayan aklı değil; kendi özünü anlayabilen ve onu arındırabilen aklı vermiş.
Beklediğim sıralarda hep önüme geçenlerle hayatım geçti. O kadar kaba, cahil ve saldırganlar ki, artık geç kalıp, onlara ilişmemeyi tercih ediyorum. Maalesef, bazı tohumlar bazı topraklarda yeşermiyor.
Haklı. Ateisti ben “mevcuttaki defo için, üreteni eleştirmek” diyorum. TANRI’nın çalışma prosesini biliyor sanmak! Sıfır Mercedes alırken bir yerine takılıp bayii suçlamak gibi. Ya bayii sana, onun defo değil; birkaç bin km’den sonra ortaya çıkan bir özellik olduğunu söylerse?
TANRI inancı, insanın belli sabitelerle yaratıldığı demektir. Bu, her insanda bir İblis olmasıdır. İnsan, yaşarken İblis’iyle birlikte biçimlenir. İnsanı tanımak, İblis’ine vakıf olmaktır. İblis'i konuşurken kendini yakalamak, insanı tanımaktır. İblis’ini tanıyan kâmil insandır.
Neyin yanılgısına düştün beyim, sana izahı yapılan tanrıların mı? Yok öyle yağma. Bence sen, rededemeyeceğin bir TANRI sana sunulduğunda ne yapacağına bak.
Manüel dönemde Einstein, Bohr, heisenberg v.b. vardı. Kaç yıldır “Kitaba ne gerek var. Özeti, filmi, dizisi, oyun, instagram hesabı, youtube kanalı zaten var” diyen çağdayız. Bunlar kitaptan daha iyiyse o adamlardan daha iyisi niye çıkmıyor?
“Cehennem, başkalarıdır” diye yazmıştı, Jean-Paul Sartre."
Bir yerde düşük gelir, niteliksiz, düzeysiz, toksit, omurgasız, şark kurnazı ve özel hayata saygısızlarla yaşamaya mecbursan orası cehennem. Çünkü sistem, seni kalabalıklardan biri yapmaya ayarlı; kendin olmana değil.