Küresel tedârik savaşları yaşanıyor. İran'a bu nazarla bakılmalı. ABD - mevcut koşullarda - Çin'i salt gümrük tarifeleriyle yenemez. İmkânsız. Tek yöntem Çin'in tedârik zincirine saldırmaktı. Olan bu. Peki, Çin nasıl mukabele eder? Aklıma küçük bir ada geliyor... Baş harfi T.

“Uluslararası hukuk” diye bir şey yok, kalmadı. Bir 20’nci yüzyıl anlatısıydı, bitti. Artık tek geçer akçe “kuvvet”. Dahası, gitgide çıplaklaşan bir kuvvet. Maalesef “savaş” gerçekliğine yeniden alışmalı. Savaşlar artık bir “ekran” uzaklığında değil - yakınımızdaki bir “olağan”.

Dünya kaçınılmazca genel savaşa gidiyor. Günümüz silâhlanma derecesi karşısında biz sıradanların sınırlılığı ortada. Sonrası zaten tufan. Artık şöyle düşünüyorum: “Yıkım”a giderken azığımız ne olmalı? Kendi ölçeğimizde kurtarmaya, tutunmaya lâyık gördüğümüz ne var? Onu bulmalı.

İsrail-ABD-Batı nezdinde İran’da bir “rejim değişikliği” hedefi görmüyorum. “Mollalar gitsin yerine ABD’deki oğul Pehlevi gelsin” - “seküler milliyetçilik dizginleri devralsın” vb. yaklaşımlar yok. İrânî-Fars gururunu restore etmek, ihyâ etmek ve buradan yeni bir “güç” devşirmek

Modi'nin GKRY-Yunanistan ziyareti Türkiye'ye meydan okuma. Modi demek aynı zamanda Avrupa sağ-popülist galaksisi demek. Keza ABD'de alt-right çevreler demek. Elbette Hindutva-Siyonizm dayanışması demek. Bir yönüyle Rusya demek. Bunlar Türkiye'nin "karşı-eksenini" de fısıldıyor.

Arnavut hemşehrim Inflation-Kris 📿🇨🇦 🇦🇱, küresel tedârik zincirleri bağlamındaki askerî dinamikleri çok doğru tespit eden, okuyan ve yorumlayan bir analist. Nokta atışı tahlilleri var ve ben de kendisinden çokça istifâde ediyorum. Takip etmeniz önerilir. 👇🏻

ABD’de kim galip gelecek? Trump ve MAGA tabanı mı, Pentagon mu? Cevabın ikincisi olduğu/olacağı bence açık. Bir direnç var ancak uzun süreceğini zannetmiyorum. Mesele “rejim”-“nükleer” falan değil. Pentagon, Çin’le salt “gümrük vergileri”yle rekabet edilemeyeceğinin farkında.

Trump artık "biz" diyor. Anlamı: Pentagon kazandı, MAGA ideologları kaybetti. ABD'nin İran'a müdahalesi bundan böyle bir "zamanlama" meselesi...

Avrupa ulusal-sağlarının uğradığı "genetik mutasyon" çok belirgin. 1945-sonrası dönemden 2000'lerin başına değin anti-müdahaleci bir seyir izleyen tarihsel milliyetçiliğin aksine, mühendislik ürünü sağ-popülizm bir Avrupa neo-con'luğuna evrildi. Aslî misyonla uyumlu sonuçlar...

İran'ın vurulmasıyla Trump hâlâ bir "aktör" sayılır mı, emin değil. Başkanlık makâmının şeklî yetkileri onda olsa da "reel yetki" başka yerde. Başkan Yrd. Vance ise tam bir "hiç". En dikkate alınacak isim bence Dışişleri Bakanı Rubio. Geleneksel yapının tek muhatabı ve "ağzı" o.

Tarih’in hızlandığı günler… Belki ileride “0” noktası olarak Ukrayna gösterilecek ve fakat bence “eski” dünya düzeninin perdesi esasen Gazze’de kapandı. Orada açığa çıkan vurdumduymaz vahşet ve sistemli kıyım, “yeni” dünyaya geçişteki şiddet ölçeğini herkese bağırdı. Duyulmadı.

Karşılıklı misillemelerin ötesinde bence düğümün büyüğü Hürmüz Boğazı'nın kapatılıp kapatılmayacağında... Mesele (İran) ABD-Çin arasındaki "tedârik zincirleri" rekabeti perspektifindan okunduğunda, Boğaz'ın kapatılmasının istendiği net. Bu eşik aşılana dek sükûnet zor görünüyor.

Washington'da ciddi bir gerilim olduğu açık. Steve Bannon ve ekibiyle Pentagon arasında sert bir çekişme var. MAGA ideolojisinin yapı taşlarından "savaşsız dış politika" ile geleneksel mimârinin askerî müdahaleci çizgisi çelişiyor. Ateşkes bu fırtına şartlarında bence kırılgan.