Ne kadar acı bir durum. Sadece daha fazla insana erişmek istiyorlar ama saçma sapan şeyler yayılırken en hakiki acılar yerinde sayıyor. Elden ele lütfen.
On gündür çiftçiler ve hayvancılık yapan insanlarla konuşuyorum. Hepsi kan ağlıyor. Limanlardan ithal hayvan yağarken kendi üreticimizi bile isteye yok ediyorlar. İthal ağaları ihya olsun yeter ki! Uzak olmayan zamanda çok daha ağır sonuçları olacak.
Çok vahim bir mevzu. Fırsat eşitliği kalmadı, çocuklar beslenemiyor ve berbat yaşam koşullarına maruz kalıyor. Korkunç bir yoksulluk bataklığı var. Ona rağmen patronlara teşvik çocuklara ise bir öğünü çok gördüler. Düzenin sonuçları.
Üniversitede doçent maaşının 78 bin TL olması işçinin suçu mu? Dünyadan bihaber olduğun için pek çok direnişten haberin yok. Bir de işçi aristokrasisi demiş. İnsan şunu yazmaya utanır.
Bu dile büyük bir reaksiyonun geleceği açık. Arka kapılar ardında tepeden inme bir sürecin işlediği yerde ne gibi güven oluşacak? Yeni anayasa sürecini iktidarın kendi çıkarları için kullanacağına dair onca teamül var. Halkın çok büyük bölümünde bu sürecin karşılığı yok.
Bugün Mersin Tisan Yarımadası'na gittim. O bakir ve cennetten parça yerin son hali bu. Kıyıların ve ormanların nasıl yağmalandığını ve peşkeş çekildiğini görün. Mahvetmiş oraları. Kıyı Kanunu, ormanmış onlara işlemez. O sırada halk çivi çaksa canını çıkartıyorlar.
Kaz Dağları adım adım yok ediliyor.
Şirket beklemeye bile tenezzül etmemiş. İlgili kurumlar da sürecin önünü açmış ve sonuç. Sömürge madenciliğiyle hammadde alınacak ve ülkenin en önemli noktalarından biri geri dönülemeyecek şekilde yok edilecek.
Sandığı bekle, ürkütme diye diye toplumu ses edemez haline getirerek iktidarın sınırları dahilinde iktidara alan açtı, adaletsizliği, açlığı, yokluğu meşrulaştırdı ve bugünlerin taşıyıcısı oldu. Hâlâ daha ikircikli tavırlarıyla iktidarın saldırılarına alan açıyor.
İki ayrı bilirkişi raporunda da asli kusurlu bulunan şahıslar üçüncüde aklanmış. Doğru mücadele için şunu idrak etmek gerek. Güçlü, zengin, yandaş ne derseniz bu düzende ne yaparsa yapsın ona işlemez. Her şey önüne serilir. Kıyıları rant için gasbederken de suç işlerken de aynı.
Kendi ikbal ve çıkarları için neredeyse tüm kurumları aynılaştırmış, hiç suçu olmayan, köyünü, suyunu, havasını savunan, emeğini isteyen, hak ve insanca yaşam talep eden insanları tüm gücüyle baskılamaya çalışan bir zihniyetle anayasa yaparak barışın geleceğini iddia ediyorlar.
Kendini muhalif addeden bir kesim değişimden ziyade müesses nizamı ele geçirmek ve kendi öncellerini dayatmak istiyor. Refleksleri kendi ideolojik ezberleri üzerinden ortaya çıkıyor. Emek ve doğa kırımı, çocukların beslenememesi, açlık o semboller kadar hayatlarında yer
Okumuş emek vermişsin, meslek sahibi olmuşsun ama aldığın ücretle ay sonunu zor getiriyorsun. Daha yüksek ücret talebi için örgütlenip ülkeyi bu hale getirenlere karşı mücadele etmen gerekirken, işçilerin insanca yaşam için mücadele ettiği ücretleri hedef haline getiriyor ve
Bugünkü operasyonlarla birlikte seçimle gitmeme motivasyonun taşları güçlü bir şekilde döşenmeye devam ediyor. Karşılarında haddini bilecek, uslu duracak ve onların dilini üretecek bir muhalif inşası gayreti var. Onun dışına çıkıldığında bunlar yaşanıyor. İçi boş iddiaları medya
Yörükler binbir zorluk içinde ve olağanca baskıyla hayatta kalmaya çalışırken onların yanında olmayanlar karikatürize edilmiş Yörük Türkmen Festivali'ne 30 milyon harcamışlar. Yorüklerin alanları daraltıldı, su verilmiyor, cezalar kesiliyor ama reklam daha işlevsel!
Her yerden kapana kısılmış bir halk muhakkak bir yerden patlayacak. İktidarın dilini üretmezseniz ve boyun eğmezseniz başınıza her şey gelebilir! Hedefte CHP ve iradesi gasp edilmiş halk var. Baskı vs önemli değil tarihin devingenliği durmaz.