"Beni kötü yetiştirdiler. Annem de babam da bana gerekli eğitimi vermediler. Yaşamak için demek istiyorum. Bana yaşamasını öğretmediler. Daha doğrusu, bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum..." O. Atay
"Montaigne, kötü davranışlardan istemediğiniz için kaçının, diyor: Beceremediğiniz için değil.
Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olmanız bana hiçbir şey kazandırmıyor." (Canım #Oğuzatay)
"Bazı metaforlar, sokakta yürüyen insanlardan daha gerçektir. Kimi kitapların kıvrımlarında saklanan tasvirler nice erkeklerden, nice kadınlardan daha berrak hayatlar sürerler. Bazı edebi cümleler, insanlar gibi birer kişiliğe sahiptir." #livrododesassossego
Öfkesi türümü hatırlatıyor bana, merhameti ve zayıflığı da öyle. Coşkusu, kibri, alçakgönüllüğü ve savunmasızlığı da... Hatırlatıyor.
Bugüne kadar yazılmış en "kusursuz" karaktere içelim!
#dmitrikaramazov
Balkona çıktım sigara yaktım. Çöpün yanında bir domuz vardı. Uzun uzun bakıştık. Hayatıma bir kadın girmiş miydi, bir kedim, köpeğim olmuş muydu, bir dere kenarında ölümü beklerken bu kadar mutlu hissetmiş miydim? Yavrusu yanına gelince dikkati dağıldı, sonra koşarak uzaklaştılar
#VladimirNabokov, "Mutluluk en tamam olduğu anda bile kendi geçiciliğinin maskarası olmaktan öteye geçemiyor" demiş. Bir zamanlar bu adama tapıyordum, aslında hala tapıyorum ama ona inanmıyorum artık.
Kimseye inanmıyorum: Yazarlara, tanrıya, karıma, kızıma, köpeğime kedime vs.
Kızım doğum günümde bir olta takımıyla birlikte iki cilt Dostoyevski özel sayısı hediye etti bana. Henüz kapağını bile açmadım. İçmekten, çalışmaktan, kendime acımaktan başka bir şey yapmıyorum. (Uykumda bağırıyorum bir de.) Balık tutmaya da hiç hevesim yok aslında ama n'aparsın.
Eskiden yaşlanmaktan korkardım, şimdi ölmekten korkuyorum. Sabahları göğsümde bir ağrıyla uyanıyorum, aynaya bakıyorum ve bir kalp krizini hak ettiğimi düşünüyorum. Bazen de sırtımda bir ağrı oluyor. (Doktora mı gitsen?) Ama her yer çok uzak artık. Hastane bile.
Binbir gece masallarının neden bu kadar sevildiğini ancak şimdi anlıyorum. Anlatacak bir hikayeniz olmalı, sabaha kadar, sonsuza kadar anlatmalısınız. Anlatmazsanız ölürsünüz. (O kadar güzel ki!)
Gecenin kıyısında oturuyorum ve penceremden sokağa bakıyorum falan filan. Geç bunları dosto, yarı yıl tatilini geç, bir defter dolusu ödevi geç, kar yağışını geç, sobayı, anneyi-babayı (öldüler) geç, ilk aşkı... Geç!
“İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz.”
47 yıl olmuş. Canım #OğuzAtay
Bugün karıma Ferdi Tayfur hastaneye kaldırılmış dedim. Hadi ya dedi, şimdi kafamı sikersin sen. Sonra kahve yaptı kendine.
Benim için ne kadar değerli olduğunu bilmiyor. Oysa ben kalp krizi geçirmekten korkuyorum, kanser olmaktan korkuyorum, Fedi Tayfur'un ölmesinden korkuyorum.
Gözümü açtığımda kanalın birinden kırmızı bir alt yazı geçiyordu. Önce anlamadım, sonra Nazım'ı üzerimden atıp doğruldum ve dikkat kesildim. #FerdiTayfur diyordu, tedavi gördüğü diyordu, Antalya diyordu, son dakika diyordu. Karım uyuyordu. İsmail geldi aklıma, içim cız etti.