taksimin toplumsal bellekteki yerini önemsemiyorsanız siz sadece macera arayan birkaç heyecanlı genç olmaktan öteye gidemezsiniz gençler. yıllardır kadınların, emekçilerin taksim ısrarının altında yatan koca bir kolektif bellek var.
Ya aynı yerden geldiğin ya da aynı yere gittiğin insanı gerçekten sevebiliyorsun, yolda gördüklerinle sadece zaman geçiriyorsun. Bu da benim dostluk tanımım olsun.
Her gün her gün bir sol örgüte “solcu abiler” denmesinden çok sıkıldım. Kadın ve lgbtilerin çoğunlukta olduğu, sorumluluk aldığı, karar alma mekanizmasının tam ortasında bulunduğu birçok örgüt ve sürecin sanki erkekler yürütüyormuş gibi konuşup durulmasından çok sıkıldım.
patronlar ait oldukları sınıfları gereği doğalında işçiyi sömüren ve mücadele edilmesi gerekilenlerdir. bahsi geçen olayda süreç sonuçlanmamış, gerçekler gün yüzüne çıkmamış. dolayısıyla henüz “fail” sıfatını almaması gereken birisi nasıl eli kanlı patronlarla kıyaslanır?
sola,sol kurumlara ve sizin gibi düşünmeyen her insana solcu erkek diyerek nefret kusuyorsunuz. kurumlarda mücadele eden kadınlara usül direttikleri için fail aklayıcı dediniz. derdinizin sol olduğunun farkındayız. soldan bu kadar nefret ediyorsanız ülkü ocaklarına bakabilirsiniz
arkadaşlar, herkes devrimci fikirlerle doğmuyor. insanları dönüştürme iddianız yoksa, bu iddiaya sahip olanlarla boşuna dövüşmeyin. onlarla aynı safta değilsiniz.
insanların kendi kendine dönüşümünü bekleyecekseniz yıllar boyu kendiniz çalıp oynamaya devam edeceksiniz.
verilen tepkiler sadece erkeklere mi ait? ifşa kültürünün ve sol içi disiplin mekanizmasının ağzına sıçtınız. tepki veren kadınlar olarak da tacizin/şiddetin birçok çeşidine uğradık uğruyoruz. ve sizin yüzünüzden bunlar ele ayağa düştüğü için seslendirmekten asıl biz korkuyoruz.
söylenecek her şey söylendi sizse buna rağmen ölünün üzerinde tepinmeye devam ediyorsunuz. bu tutumlarınızın örgütlü kadınların iradesini hedef almasını da intihara sürüklenen arkadaşımızı da unutmayacağız.