Zordur kabullenmek. Öncesinde gerçeğin farkındalığı gerekir. Kendi içinde savaşırsın, öyleydi-böyleydi-hayır şöyle olması gerekirdi diye. Fakat sonunda ne kadar cebelleşirsen cebelleş gerçeğe teslim olmaktan başka çaren olmaz. Şifanın adımı da orada.

Yaralanmak senin suçun değil, Ama iyileşmek senin sorumluluğunda

Kişi özelinde değil de genel olarak belirli duyguları yaşamayı sevmiyor birçok insan. Üzülmek, pişman olmak vs. Esasında bu duygulara tahammülü olmadıklarından bir an önce kurtulmaya bakıyorlar. Ancak kurtulma çabası ne kadar fazlaysa içinde kalma olasılığı da bi denli fazla…

Psikolojik olarak sağlıklı olmak sürekli mutlu hissetmek değildir. Bilakis mutluluğa alan açıldığı gibi yeri geldiğinde hüzne, kaygıya, öfkeye de alan açabilmektir. Deneyimleyerek tecrübeler ediniriz. Tecrübeler de duygulara alan açmakla mümkün. 🌱

“Tercihim, iyilik yapmayı bırakmak değil, iyiliğin karşılığını beklemeyi bırakmak olmalıdır.” s.28

tanışma hikayelerine baktığınızda kaderin ağlarını nasıl ilmek ilmek ördüğünü görebilirsiniz, bu işler biraz bizim elimizde değil, sebepler bir araya gelip seni mutlaka ulaşman gereken yere ulaştırıyor.

Neden boykot ettiğimizi yeterince iyi anlatamadığımız için İsrailden 'bizi neden boykot etmelisiniz' reklam filmi gelmiş

Her gün aynı savaşı vermek zorunda değilsin. Olaylardan çıkarımlarımız ve algılarımız biraz da bizim elimizde. Anlayışını, bakış açını değiştir; gör bak hayatın nasıl değişecek.

4 kişiden sırrınızı saklayın: - Kıskanç kişilerden - Kindar kişilerden - Düşman kişilerden - Nazar ehli kişilerden | Kibar ehlinden

Endonezya’nın en yüksek puanlı işletmesinde sadece özel insanlar çalışıyor.

Rabbim yardımcıları olsun, gönüllerini genişletsin. İçinde bulunduğu hâl, daha acısını yaşayamadan maalesef adaleti arıyor olması çok üzücü ve çok zor.. inşallah ki adalet yerini bulur.

İnsanın neresinin ağrıdığı dışarıdan ilk bakışta anlaşılmaz. Bu yüzden; kiloyla, evlilikle, çocukla, sağlıkla ilgili konuşurken çok çok dikkatli olmalı, muhattabımızın bu konuda yaralı olabileceğini aklımızdan hiç çıkartmamalıyız. Bu, bir nezaket kuralıdır.

Neyse ki ahiret var diyerek teselliyi buluyorsun. Böylece bütün kötülüklere, bütün bütün haksızlıklara tahammül edebiliyorsun. Yoksa böyle bir dünyada aklımızı oynatabilirdik.

laf sokmak, pasif agresifliğin tavan yaptığı bir durum. doğrudan ve net olarak konuşacak bir ilişki dinamiği geliştirememiş insanların vur kaçlarındandır, sağlıklı bir tarafı yok yani.