sistemin Taksim’i emekçilere yasaklama inadı özellikle 1977’deki 1 Mayıs Katliamı ile başlayan sürecin semptomudur.

meydanın adı vicdanlarda o günden beri Taksim 1 Mayıs Alanı’dır ve yasaklama bir tür bellek siliciliğini amaçlıyor.

bir de emekçilerle solun bir daha öyle

'_ acemilik,
yeterince iyi yaşanmış bir ömürde
yaşama sanatının bir parçasıdır.'

Batı kültürü kelimenin en somut anlamıyla kendini inkâr edip çökerken dünyanın anakarasında aklı yaşadığı toprakla bağını yitirmemiş olanlara düşen sorumluluk:

teknik ile uygarlığı özdeşleştirmemek ve yeni yaşam biçimlerini uygarlığı tümden reddetmeyerek bir daha düşünüp

'insan çöpü...'

yazdığınızı doğru anladıysam bir hekimin dilinde ve her insan için korkunç bir ifade...

buradaki tartışılan değil üzerine konuşulmayan uzlaşı önemli.

dinsel söylem bireyi adanmış ideal kurbana, psikiyatrik-psikolojik söylem bireyi kendi tekilliğine indirgiyor.

aynı şeyde uzlaşıyorlar aslında: insan ruhsallığını toplumsallığından koparmak.

'_ acemilik,
yeterince iyi yaşanmış bir ömürde
yaşama sanatının bir parçasıdır.'

'insan çöpü...'

yazdığınızı doğru anladıysam bir hekimin dilinde ve her insan için korkunç bir ifade...

sistemin Taksim’i emekçilere yasaklama inadı özellikle 1977’deki 1 Mayıs Katliamı ile başlayan sürecin semptomudur.

meydanın adı vicdanlarda o günden beri Taksim 1 Mayıs Alanı’dır ve yasaklama bir tür bellek siliciliğini amaçlıyor.

bir de emekçilerle solun bir daha öyle

Batı kültürü kelimenin en somut anlamıyla kendini inkâr edip çökerken dünyanın anakarasında aklı yaşadığı toprakla bağını yitirmemiş olanlara düşen sorumluluk:

teknik ile uygarlığı özdeşleştirmemek ve yeni yaşam biçimlerini uygarlığı tümden reddetmeyerek bir daha düşünüp

“-zordur, lakin insan evine gidiyormuş gibi kendine gidebilir...”

sonlu-sonsuz diyalektiği:

“Sanma bu cihâna henüz gelmişem
Bunca geldim bunca gittim ezelden…”

Şah Hatâyî

“— En çok da esnek insanlar bahar dalı gibi kırılır… kuruduğu yerden de yeşermez.”

'-kendini tekrarlamamakta
hürlüğün havasına dair bir şeyler var...'

'_insan ömrü
anlamını
şaşkınlık anlarında
bulur...'

geçmişteki hataları tekrarlama eğilimi zeka sorunu değil temelde duygusal bir düğümle ilgili…

sabah Adana’sı

acayip değil mi; ne yapılırsa yapılsın geçmiş ve gelecek hep şimdi burada! toplumsal bellek cehennem değildir, iyiyi de esirger saklar…

“_kin bilmemekte insan sevgisinin hası saklı…”

“_hemen tüm davalar bir tür mahşere kalıyor… öyle bir dönem!”