Bir ilişkiyi en çok besleyen duygulardan biri minnettarlıktır. Eşimize/sevgilimize minnettarlığımızı ifade etmek ilişkiyi geliştirme ve güçlendirme motivasyonu yaratır. Bu yüzden minnettarlığın, anlık bir histen öte, ilişki kalitesini geleceğe taşıyan bir etkisi vardır.

4 yaşından itibaren çoğunluğun görüşüne boyun eğmeye başlıyoruz.

İnsanlar uzun kişileri yüksek statülü algılar. Bu yüzden, bir kişiye atfedilen akademik statü arttıkça (öğretim görevlisi, doçent...), insanların onun boyuna ilişkin tahminleri de sistematik olarak 1.5-2 santim artıyor.

Bir kişinin çocukluk yıllarında yaşadığı yoksulluk, genlerinde değişime yol açarak o kişiyi depresyona yatkın hale getiriyor.

Analitik düşünme eğilimi yüksek olan kişiler, X'te daha az sayıda hesabı takip ediyorlar, daha güvenilir ve kaliteli haber kaynaklarını paylaşıyorlar.

Erkeklerin eski sevgililerine karşı görüşleri kadınlara kıyasla daha olumlu ve geçmiş ayrılıklarının nedenini bilmediklerini iddia etme olasılıkları daha yüksektir.

Aslında dünyayı gecikmeli algılarız, ancak beynimiz bunu telafi ettiği için farkına varmayız. Örneğin, biz aslında bir topun "şimdi" olduğu yeri değil, beynimizin "şimdi olması gerektiğini tahmin ettiği" yeri algılarız. Bu sayede topu yakalayabiliriz.

Beynimizin sosyal ilişki kurabileceği kişi sayısı sınırlıdır. 35 milyon kişinin verileri analiz edildi, çok samimi olduğumuz kişi sayısının genelde 4 olduğu görüldü. Temas kurulan maksimum kişi sayısı ise 129.

GPT-5, karmaşık ve çoklu veri içeren tıbbi senaryolarda uzman doktorları önemli bir farkla (%24-29) geçti. Böylece, GPT-5 ile birlikte yapay zekâ ilk kez tıp alanında sadece bir "bilgi bankası" olmaktan çıkıp, gerçek bir "akıl yürütme ortağı" haline geldi.

Duygusal dengesizliği yüksek kişiler, müziği daha çok duygu düzenleme amacıyla kullanırken, uyumluluğu yüksek kişiler, müziği daha çok sosyal bağ kurma amacıyla kullanıyor.

Haz odaklı duygular keyif verse bile, bize hayatta neyin önemli olduğunu hatırlatan ve hayatımıza anlam hissi katan sosyal duygulardır.

İnternetin stres kaynağı olmasının asıl nedeni, bağlı olmasak bile, beynimizin sürekli çevrimiçi kalmasına yol açmasıdır. Bu zihinsel meşguliyet, beynin dinlenmesine ve diğer görevlere odaklanmasına engel olarak kronik bir stres kaynağı haline gelir.