“Anlamayana anlatmayın, görmezden geleni görmeyin, her şeyinize sağır olan birini hiç duymayın. Hiçbir şey ifade etmediğiniz kimselere büyük anlamlar yüklemeyin. Yalnız da kalsanız öylesine vakit geçirilen biri olmaktan kendinizi kurtarmış olursunuz. Önceliğiniz kendiniz olsun.”
Sevilmeyi bekleme. Seni hayatına almakta tereddüt eden kimsenin gelgitlerinde yorulma. Ruhunu doyurmayan herkesten, her şeyden gönül rahatlığıyla uzaklaş. Bekletilmeyecek, ertelenemeyecek, görmezden gelinemeyecek kadar özelsin. Bunu kendine sık sık hatırlat.
çok merak ediyorum biliyor musunuz, bu genç yaşta, en çok bu yaşta, bunca derde, tasaya, üzüntüye,gelecek kaygısına nasıl dayanıyoruz.çizdiğimiz yolları bile başkalarına feda ediyoruz. mecburmuşuz gibi. herkese üzülüyoruz ama aynaya geçip kendimize bakmıyoruz nasılız diye. neden?
yürüdüğün yollar, yaşadığın olaylar hayatın sana sunduğu sınav ya da mucize. hiçbiri öylesine yaşanmıyor. öğreneceğin ve öğrendiğin her şey bugün ki senin mimarı. geçtiğin sınavların eseri. o yüzden yaşadığın ne olursa olsun ümidini yanından ayırma. kendin olmaktan asla vazgeçme.
Tam şu an, geçmeyeceğini düşündüğünüz her şey geçecek. Nasıl geçtiğini ya da tam olarak ne zaman geçtiğini düşünüp bulamayacaksınız, öyle güzel geçecek.
Sırf birisini kaybetmek istemediğin için daha fazla anlayışlı ve affedici olmaya çalıştıkça, karşındakine de hak vermeye, düzeltir sanarak konuyu kapatmaya çalıştıkça, kimse seni kaybetmekten de incitmekten de korkmamaya başlıyormuş. Hayattan aldığım en büyük derslerden biri bu..