Isil Televizyondan uzun zaman önce, yer İngiltere. Winnicott'ın görüşmelerine şahit kadın anlatıyor. Kadın yanında 2 yaşında oğluyla geliyor ve 'Bobby 1 haftadır hiç tuvalete gitmedi' diyor. Winnicott 'Kaç haftalık hamilesiniz?' diye soruyor. Kadın şaşırıyor. Hamile olduğunu yeni

Önemsemediğimiz için değil, fazla önemsediğimiz için erteliyoruz. Yapacağımız işin sonuçları ya kötü olursa korkusuyla erteliyoruz. İçimizdeki çocuk içimizdeki anne-babadan korktuğundan. Ya onları memnun edemezsem korkusu bu. Kötü yapma hakkını kendimize tanıyamadığımızda iyi de

Eşimin soyadını almadım (o zamanlar bu mümkün olmadığı için mahkeme ile halletmek zorunda kaldık, eşim desteklediği halde); çok mutlu bir evliliğimiz var. Bu anlatılanlarla soyadının ne ilgisi var? Kadın erkeğin soyadını alınca mı mutlu oluyor o evlilik?

Bugün 6 yaşındaki minik danışanıma, Nihan Kaya’nın “Saksıda Yaşayan Kalp” isimli kitabını okudum.İnanılmaz güzel bir kitapdı.Okurken içimdeki çocukla da temas etti.Kalbimizle korumamız gereken bağ, çok güzel işlenmiş.Bu güzel kitap için çocuklar adına teşekkürler🌹 Nihan Kaya

Türk siteleri günlerdir yanlış aktarıyor, neden bilmiyorum. Çirkin değil şişman denen bir yorum yapılıyor, onun üzerine kilo üzerinden tartışma dönüyor -ki devam ediyor-. Rice'ın yaptığı tabii ki güzel ama hikaye biraz farklı. Şişman=çirkin değil, çirkin diyeni de görmedim.

Aileniz cinayetinizin peşine düşer miydi?