Bundan 20 gün önce “keske 20 günüm olsa Abd öncesi kendimi hazır hissederim” diyordum… 20 gün geçti, şimdi bir 20 gün daha olsa şunları bunları okusam öyle gitsem diyorum…. Bu işin sonu yok dostlar.. Balıklama dalmak tek çaremiz…

Görüşmek üzere dostlarım. Geri geleceğiz… Türkiye felsefe camiası için yapacağımız çok şey var… Beklemede kalın, bir kaç ay sonra büyük emek verdiğimiz bir proje duyuracağız! Başta Boğaziçi’nden olmak üzere bana çok şey katan tüm dostlarıma ve hocalarıma da çok teşekkürler.

İnsan uzaktayken gerçekten daha iyi anlıyor Türkiye’de günlük olarak nelerle boğuştuğumuzu… Buraya geleli 3 gün oldu, ülkemde yaşananlar: Leman dergisi olayları, tekrardan Saraçhaneyi dolduran büyük miting, gazeteci tanıdığım bir arkadaşımın mitingde gözaltına alınması,

Bogazici Universitesi felsefe topluluğunun dergisi Khora’nın ikinci sayısı yayımlandı! Arkadaşlarımızın uzun süredir emek vererek hazırladığı bu sayıyı okumak icin linke tıklayabilirsiniz. Her gün ayrı bir baskı unsuruyla yüzleştiğimiz üniversitemizde güzel şeyler de oluyor..

Bir insan herhangi bir tartışmada haklı çıkmak için argüman inşa etmek yerine, Ortaya Akademik Cv’sini, bilmem hangi dergilerde bilmem ne yayını yaptığını, bilmem hangi okullardan ne derecelerle mezun olduğunu vs. koyuyorsa… %95 ihtimalle HAKSIZDIR… Normalde çok ciddiye almam

UChicago kampüsünün şu ana kadar en sevdiğim özelliği kampüs içinde yüzlerce sincabın yaşıyor olması… Evden çıkıyorsunuz ve yol kenarlarında, ağaç dallarında her yerde onlarca sincap…. Üstelik beslemek istediğinizde elinizdekini kapıp koşa koşa hızla kaçıyorlar…

Her eleştiri islamafobi değildir dostlar… Bu aralar çok sık hatırlatmak gerekiyor…

Deneyler tarafından binlerce kez doğrulanmış, en gelişmiş saydığımız bilimsel teorilerimiz bile zamanla yanlışlanıp yeni teoriler ile değiştirilirken, bilime ve bilimsel teorilerimizin doğruluğuna ne kadar güvenebiliriz? Bu zor sorunun cevabı için bilim tarihinden örnekleri

Bir Gün Tek Başına romanı…. Şu kitabın üzerimdeki etkisi büyüktür… Hele kitabın sonu…. Vedat Türkali gerçekten bu topraklarda yetişmiş en büyük edebiyatçılardan

Barmen olarak işe başladık… Bir yandan GRE, bir yandan proposal, bir yandan makale yazalım derken… bir de çalışıyoruz. Sitede birileri yoksulluk sorun morun değildir yazıyordu… Önüme çıkmasın…

Abd’de en güvensiz yerlerin metrolar olduğunu farketme şoku…. Chicago’da Her metro durağının girişinde en az bir homeless yatıyor… Neredeyse her metro vagonunun içinde de uyuyan ya da kolu şırınga izleriyle kaplı, ot saran bir iki insana rast geliyorsunuz…

🟡 Haber Boğaziçi Üniversitesi Tarih bölümünde yüksek onur derecesiyle bölüm birincisi olan bir mezunun yüksek lisans başvurusu, bölümü tarafından onaylanmasına rağmen Sosyal Bilimler Enstitüsü kararıyla iptal edildi. Bununla birlikte yüksek lisans başvurusu iptal edilen öğrenci

Chicago collection

İlk 20 gün gözlemi: Amerikan yaşam tarzını pek sevmedim…. Belki henüz çok fazla gezemediğimden ve hala keşfedemediğim pek çok yerin olmasından kaynaklıdır…(umarım) Alım gücü hariç, Abd’nin çok bir olayı yok gibi… Boğaziçinde çok daha mutluyduk…

Sosyal bilimlerin diğer tüm alanları gibi, Felsefenin de genellikle arkasında yatan “politik bir ajanda” vardır dostlar… Bu bazı felsefecilerde daha ön plandadır, bazılarında ise daha derinlerde. Saf Kantçı sandığınız hocalarınızın arkasındaki politik ajandayı bir bilseniz…

Günün 10 saati aşağıda bulaşık yıkayan, tek bir kelime bile ingilizce bilmeyen Meksikalı abimizin aslında ülkesinde RESSAM olduğunu öğrendim…. Abd’de bulaşık yıkıyor…. Çalışma izni yok…. Göçmen…. ve Ressam…. Felsefeyi bu yaşantıları dile getirmek için kullanmak zorundayız