Ne diyordu Erdoğan bir keresinde: "Kimler, kimlerle beraber." İsrail'in Gazze'de katliam yapmasına destek olmak için tankıyla, tüfeğiyle, bombasıyla İsrail'e gemi gemi muhimmat gönderen Abd'nin dostu olmak, böylesine sevilmek her 'dünya lideri'nin harcı değildir. Muhafazakâr

Gazze diye bir dertleri yok, umurlarında da değil. Her söylediği lafı afiyetle yediriyorlar.

“Size iyi rüyalar diliyoruz. Bize gelince, bizim meselemiz, önümüzdeki 24 saati, azami özsaygı ve haysiyetle ve asgari tavizle yaşamayı becermek.” (Prag Baharı sırasında Çek bir gencin Avrupalı devrimcilere cevabı)

Daha net anlatılamazdı. Mutlaka tamamını izlemenizi tavsiye ederim.

06 Kasım 2023'te anlaşma yapıldı zaten, bunları yemiyoruz artık. Gazzelileri oradan çıkaracaklar, siz de buna razı olup hicret ümmet diyerek bunu millete yutturacaksınız. Kıvranmayın boşuna.

İklim anlaşması bu ülkenin geleceğine konulacak en tehlikeli dinamittir. Sanayi, tarım, hayvancılık, hak ve özgürlüklerin tamamen bitirilmesi amaçlı bu sömürgeci anlaşma için rüşvet almışlar üstelik. Batı'nın dayattığı her türlü anlaşmayı boyun eğerek kabullenen, onursuzluğu

Elektrik faturaları için gönderilen ve devlet desteğinden bahsedilen mesajlarda gelecek aylar için yapacakları soygunun algısını yapmaya çalışıyorlar. Bak faturan daha yüksekti ama biz destek verdik filan. İktidarın halkı soymak için bulduğu yeni bir yöntem daha. Özelleştirip

Sırrı gibilere terörist diyince rahatsız olanların gözünde biz ırkçı ve şehit edebiyatı yapmış oluyoruz. Sırrı aşağıdaki resimler kadar aşağılık bir adamdır. Alın 'hıyrını" görün. Ölürse, ölüm haberini bir başçavuş aracılığıyla vermeyi de unutmayın.

Vladimir Barthol diyor ki: ''Sence halkın ezici çoğunluğu hakikatin ne olduğuna aldırıyor mu? Umurlarında bile değil! Sadece rahat bırakılmak ve hayal güçlerini besleyecek masallarla kandırılmak istiyorlar. Peki ya adalet? Şahsi ihtiyaçları karşılandığı sürece onlar için bu

Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan'ın siyasi çizgilerinin neoliberal ve kapitalist olması, inşaata dayalı ekonomi ve beton medeniyetinin ironik bir dille "İnşaat Ya Resullullah" şeklinde dile gelişi bu kitabın iki kapağı arasında güzel incelenmiş. Eskiden Şefaat ya Resulullah

İbrahim, Kierkegaard'ya göre yüce karakterdi çünkü feda edilemez olanı feda etmeyi göze alabilmişti. Bugün insanların yaptığının, İbrahim'in hikâyesiyle hiçbir ilgisi yok. Allah'ın sınamasını bütünüyle yanlış anlamışız. Feda ettiğimiz ne?

Vigdis Hjorth'un "Miras" adlı kitabı bir miras meselesi gibi başlasa da sonradan öğreniyoruz ki kök ailesiyle mesafeli olan Bergljot'un, çocukluğunda babası nedeniyle yaşadığı travmanın hikayesidir aslında. Ona kalan asıl miras yıllardır çektiği acıdır, bir türlü sağaltamadığı

İnsanların çoğunda samimiyet yok artık. Herkes, kadın ve erkeğiyle daha iyi görünmenin, kendini daha iyi gösterebilmenin derdine düşmüş durumda. O yüzden her șey sırıtıyor. Çocukluğumda gördüğüm o yüzler, o samimiyet, o melodi.. ara ki bulasın. Geçmişe öykünmek pek sevilmez

"Her insanın Tanrı tasavvuru kendinin abartılmış bir versiyonudur."