Clausewitz, Savaş Üzerine adlı eserinde şöyle yazıyor: "...Savaşta cesaretin kendi getirileri vardır... bu son derece yaratıcı bir güçtür."

Sun Tzu, Savaş Sanatı'nda savaşın karmaşasına ve belirsizliğine dikkat çekiyor: "Beş unsurdan hiçbiri baskın değildir. Dört mevsimden hiçbiri sonsuza dek sürmez. Günlerden bazıları kısa, bazıları uzundur. Ay küçülür ve büyür." Yani teoride her şey halledilse bile pratikte durum

Hayır, yıldızların yerleri üzerine yemin ederim. Eğer bilirseniz bu büyük bir yemindir. Kur'an, 56:75/76

Machiavelli der ki: "Herkes istediği zaman savaş başlatabilir, ama istediği zaman savaşı sonlandıramaz." Gizli veya açık, sözlü veya fiziksel; çatışmanın yaşandığı her alanda geçerli bir söylem. Ne sınırı geçen bir ordu geri dönebilir artık ne de ağızdan çıkan kelimeler. Her

Hölderlin, Eve Dönüş şirinde şöyle yazar: "kalpler çarpar ama konușma geride kalır." Evet, "var olmak"tan bahsedememenin yüküyle yürümeye devam ederiz. Gündüz, bir maskeye döner içimizde şiiri taşırken. Sonunda yolumuz Ahmet Haşim'in "akşam, yine akşam, yine akşam" dediği yere

Paul Valéry, "Resim üzerine konuşmaya kalkışan kişi sürekli özür dilemek zorunda kalır," diyor. Bence bu resmin teması -eğer varsa tabi- yalnızlık değil, kaçıştır. Resmin içinde kapladığı alanı gördüğümde, sahnenin aslında bir anlamı olmadığını, sadece bir referans noktası

Belki de değişmek yoktur. Değişim olarak algıladığımız şey, daha fazla olmamız gereken şey olmaktır. Olmamız gereken şey ise bize sonradan eklenen bütün yanılsamalardan azade olan aslında olduğumuz şeydir. Bu durmaktır bir bakıma, hareket değil; "olduğumuz" yerde durmak. Bu

Napolyon, Avusturya İmparatoru Franz'dan tiksindiğini söyleyip eklemiş: "XVI. Louis gibi basit bir insandır. En son kiminle görüştüyse onun etkisinde kalır ve güvenilmez biridir." Bu cümleyi uzun süredir savaştığı birine duyduğu nefretle mi söyledi bilinmez ama bu tarihi olay