“Onlarca yıl geçer de hiç bir şey olmaz,
Öyle bir hafta olur ki onlarca yıl içine sığar”.
Dünyanın son bir haftası, Lenin’in sözünü haklı çıkaracak gelişmelerle dolu.
Bildiğimiz dünya düzeninin yıkılışına hep beraber tanıklık ediyoruz.
Reel sektörün döviz pozisyon açığındaki artışa rağmen, 2024’te Türkiye’nin Net Döviz Pozisyon açığının GSYH’ya oranı yüzde 10’un hemen altına gerilemiş görünüyor.
2024 işgücü istatistiklerinde en çarpıcı veri kanaatimce bu...
Türkiye ekonomisi son üç yılda (2022-2024) ortalama % 4,6 büyürken; 2024'te "tam zamanlı istihdam" yani haftada 40 saatten fazla çalışanların sayısı 2022'nin bile gerisinde.
Bu toprakların gönlünde ve belleğinde “türküleri yapanlar, yasaları yapanlardan daha güçlüdür.”
Evvelden giden büyük seslerle beraber Volkan Konak’ta türkülerimizde yaşamaya devam edecek.
Mekanı cennet olsun…
TL'nin reel değerine bakarken baz yılını değiştirmekte yarar var. 2018 sonrasında kur ve kambiyo politikası düzenlemeleri ile makro ihtiyati tedbirleri de dikkate almak için 2021=100 bazı daha uygun olabilir. TÜFE'nin gerçekçi olmadığı, ÜFE-TÜFE endeksi ilişkisini değiştirmiştir
İSO 500'ün özel sanayi kuruluşlarında faaliyet dışı gelirler, 2002'den bu yana ilk kez, esas faaliyetlerden elde edilen dönem kârını aştı.
Bu da birikim rejimindeki tıkanmanın bir başka işareti olarak not edilebilir.
Yurtiçi enflasyon (GSYH Deflatör Artışı) 2025'in ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, %34 oldu.
Yurtiçi enflasyona faktör gelirlerinin katkısı:
👉Birim İşgücü Maliyeti: 14,9 puan (%43,6)
👉Birim Kâr: 15,6 puan (%46)
👉Birim Vergi: 3,5 puan (%10,4)