DEĞİŞEN NE.
Bugün 1 Mayıs 2024.
Emekçiler, işçiler, emeğine sahip çıkanlar için önemli gün.
Tarihi, var, hikayesi var, zulüm var, baskı var, ödenen bedeller var.
Kimisine göre de bahar bayramı.
1 Mayıs bayram değil, emek ve dayanışma günüdür.
Kendi adıma temel kriterim budur.

GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE.
Bir kitap, içimizdeki donmuş denize indirilmiş bir baltadır.
Demişti Franz Kafka.
Her şey gibi kitaplar da zamlardan etkilendi maalesef.
Oysa bir ülkede ekmek, su, kitap ücretsiz ya da en ucuz olmalıdır.
Zira üçü de yaşamsaldır.
Dostlarla görüşmeyi diliyorum.

HATIRLATMA.
Her şeye rağmen ve de umut ederek dostlarla buluşmayı, birlikte müzik dinlemeyi, sohbet etmeyi diliyorum.
Bu anlamda etkinlik duyurusunu bir kez daha paylaşıyorum izninizle.
Tüm dillerden dostça selamlar.

UNUTMA BENİ.
Bugün 24 NİSAN.
Kimler için ne ifade ediyor bilemiyorum kendi adıma.
Ancak bilen biliyor.
Bilmeyen, bilmek istemeyen bilmiyor.
Acılar hep taze.
Yaralar asla iyileşmiyor, kabuk bağlamıyor.
Bir çiçek her gün, her ay, her yıl haykırıyor durmadan.
' Unutma Beni. '

TÜM DİLLERDEN DOSTÇA SELAMLAR.
Bir Alman atasözünün dediği gibi;
Ya aslan gibi ölürsün ya da dökülen süt gibi ziyan olursun dediği gibi olsun yaşam.
Zalime, yobaza, vicdansıza, baskılara boyun eğerek hurafelerle, fetvalarla, karanlık inançlarla yaşayan korkakların olmasın asla.

BULUŞMAK DİLEĞİYLE.
İnadına kitap, inadına yazmak, okumak diyoruz.
Karanlıkları dağıtacak rüzgarların edebiyatla, sanatla, müzikle kesintisiz esmesi dilekleriyle.

BİLİM VE DİN.
Bilim gökyüzünü incelerken, dinler gökyüzünden tanrılar indirir.
Bilim araştırır, sorar, sorgularken dinler ibadethaneler inşa eder.
Dinlere göre her şey tanrıdandır, bilime göre her şeyin bir nedeni vardır.
Bütün mesele iki özne arasında tercih yapmaktan ibaret.

DOST BİR SICAKLIK.
Bir zelal yürek, dost insan, saygıdeğer arkadaşım, kardeşim A. BULUT sıcak bir esinti yollamış.
' Bizden biri, Duygu ve düşüncelerimizi yaşamımızı kaleme aktaran, ezilen halktan biri.
ARAŞTIRMACI YAZAR KADİR DAĞHAN'IN KİMLİKSİZ ÇIĞLIKLAR KİTABI KİTAPÇILARDA. '

SAHİPSİZ MEMLEKET.
İfadesinden bildim bileli rahatsız olurum kendi adıma.
Öyle midir gerçekten?
Mesela nedir sahiplik?
Neden bir sahibe ihtiyaç duyulur?
Özgür insanlar sahibe gerek duyar mı?
Oysa sahipsizlik diye bir şey yok.
Kötülerin, çağ dışı yapıların hükümranlığı var sadece

GÜÇ ZEHİRLENMESİ.
Gücüne güvenerek başkasını ezen, yok sayan, adaletten, bilimden uzaklaşanlara gün gelir güçleri başlarına bela olur.
Çeyrek asırdır her alanda buna tanık olduk.
Sis ne kadar yoğun olursa olsun sert bir rüzgarla dağılır. Sanıyorum rüzgar esmeye başladı artık.

BAYRAM MI.
Birilerinin kutsalı ama benim için her yıl sıkıntı, öfke dolu hatta zaman zaman sahur davulu başta olmak üzere işkenceye dönüşen bir ayın daha sonuna geldik.
Bayramı barış, eşitlik, özgürlük, adalet, yaşam olan zelal yüreklere tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN.

OKUYAN GÖZLERE, ZELAL YÜREKLERE.
Değerli şair Zeynep kardeşim beni büyük onurlandırmış.
'Yürekten diyeceğim de şu; toplumun gerçeklerini dile getirerek, bu güzel eseri, topluma ve biz okurlarına kazandırdığı için, Kadir Dağhan zelal yürekli abime tüm dillerden teşekkür ederim.'

TEK DİLEĞİMDİR.
Anılarımın, arkadaşlarımın, çocukluğumun kalmadığı kadim şehir, tarihi şehir memleketim.
Hep tarikatlarla, cemaatlerle, türbelerle, gavslarla anılan ve öyle tanınan acılı şehrim Adıyaman.
Artık bu çağ dışı, karanlık vermeyen yapılarla anılmasın.
Tek dileğimdir.

SELAM OLSUN.
Güçlünün değil, haklının yanında olanlara.
Yalanın değil, doğrunun safında yer alanlara.
Baskı değil, demokrasi ve eşitlik diyenlere.
Haksızlığa, hukuksuzluğa, burnundan kıl aldırmayan muktedirlere karşı omuz omuza yürüyenlere.
Tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN.

İNSANLIK YÜRÜYOR.
Her günün bir öncekini aratıyor.
Karanlık günden güne yoğunlaşıyor.
Ne yazacağımı, ne söyleyeceğimi gerçekten bilmiyorum.
Yaşananlar ya da yaşatılanlara akıl sır erdirmek mümkün değil.
Ancak biliyor ve inanıyorum ki insanlığın haklı yürüyüşü asla durmayacak.

NASIL OKUNMALI.
Her zaman olduğu gibi hakaretlerin, boş vaatlerin, yalanların eksik olmadığı bir seçimi geride bıraktık.
Ancak bu seçimi de iyi okumak gerekir.
Bilinsin ki ortada birleri için zafer, birileri için de hezimet söz konusu değildir.
Böyle bakmak yanılgının büyüğüdür.

ZELAL YARINLAR DİLEĞİYLE.
Vatandaş olarak oyumu kullandım ben de.
Üzerinde fazla bir şey söylemeye gerek yok.
Umarım yarınlar güzellikler getirir.
Getirir mi getirmez mi bilemiyorum.
Benim tek umudum zelal yüreklerin varlığıdır sadece.
Yalnızca sevinç gözyaşları aksın gözlerden.

SÖZÜM YOK
Bugün 30 Mart.
Kendi adıma suskun kaldığım, kalacağım kara günlerden biri daha.
Diyecek sözüm de yok, duygularımı ifade edeceğim cümleler de.
Sistemin değerlerini, zulümlerini kutsayan, yasaklarını, inkârlarını sorgulamayan, görmeyen, görmek istemeyenlere kalsın meydan.

SER SERAN, SER ÇAVAN.
Bir muktedirin oy istediği halkı, anadilleriyle;
Ser seran, ser çavan, hun xer hatin - Başım gözüm üstüne, hoş geldiniz.
Diyerek selamlamasıyla ne ülke bölündü ne dünya yıkıldı.
Bu demek değildir ki yapılanlar, baskılar, yasaklar, yasakçılar unutulacaktır.

HEP KANAR ÇOCUK YÜREĞİM
Hiç olmasaydın çocukluğum
Yaşanmasaydın, yok olsaydın
Özlemiyorum seni
Anmıyorum, aramıyorum da
Yokluk, açlık, yasak, dayaktın
Çıplak ayakla bastığım cam kırıkları
Kabuk bağlamayan yaralardın
Yok hükmündesin.
Kadir DAĞHAN.