Dede torunlarına bayram harçlığını göndermiş mobil olarak koronada görüşemeyince. Ne büyük incelik. Çocukların coşkusunu daim tutmak ne güzel davranış.
#ramazanbayramı Çocuklara bayram yaşatmak isteyen bir çözümü bulur açardı okulları. Bir yili geçkin öğrenciler evlerinde çürümeye terkedildi resmen. Öğretmenlerin halinden bahsetmiyorum bile. Sen buruştur çöpe at sonra ver bana al düzelt de. Çok gerçekçi.
Üzüldüğüm zaman annem “canını sıkma” derdi.
Ben bunu hep “kafana takma, üzülme” diye anlardım.
Halbuki can, kalpmiş. “Canını sıkma” demek “kalbini sıkma” demekmiş.
Üzüldüğünüzde kalbinizi sıkmayıp, serbest bırakırsanız, öfkenizi daha kolay yönetir, içinizi genişletirsiniz.
El kadar çocukları gösteriş için makyaj kutusuna daldırıp çıkarmak ve tabii iğrenç kıyafet seçimi ile kadın gibi göstermenizden nefret ediyorum. Ne çocuğa çocukluğunu yaşatiyorsunuz ne de büyüğe büyüklüğünü.
Bazen olur. Şükrederek onca şey varken isyana düşer insan. Elindekini kıymetini elindeyken bil(e)mez. Kaybedince, eskiyince, yipraninca, tükenince ahh vahh der. Geçmiş olsun. Sabır da tükenir.
Çocukları hasta olunca içindeki ağlama duygusunu bastırmakta zorlanan bir tek ben değilimdir eminim. Hal böyleyken kendimi ya Gazze'de yaşıyor olsaydık diye düşünmekten alıkoyamiyorum. Boğazım düğüm düğüm.