albrecht dürer'in 'melankoli' eserindeki bebeğin aklına gelen şiir

kentin merkezine uzak noktalarda haftanın altı günü sabahın köründen akşama kadar çalışan insanların yaşadıkları kenti gezip görebilmesi anca bayram tatili ve ücretsiz ulaşımla mümkün olabiliyor. dünyanın yoksullara bir hayat daha borcu var.

sosyalizm; adı etimolojik olarak 'proles' (lat.: döl) kökünden gelen yani üst sınıflara ucuz emek gücü olarak çocuk verme 'görevi'nden başka bir şeye lâyık görülmemiş proletaryaya dünyayı değiştirme kudreti atfeden ideolojidir.

'zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok'

problem her şeyin sınıfsal olup olmamasından çok, sınıf mücadelesinin bu kadar geri çekildiği, solun gettolaşıp kültürel bir cemaate evrildiği bir dönemde sınıfsallık vurgusunun karikatürleşmiş biçimde bu mecrada sürekli tekrarı. içerik boşaltıyor bu durum, ciddiyet bulandırıyor.

entelektüel tatmin asla varılamayacak bir liman böyle 'bir son duygusu' amacı da olamaz. bir siyasal metin okuyorsun, yazar meseleyi proust'un bilmem ne romanındaki bir mevzuyla koşut okuyor, oradan alıyor şu tabloda da böyleydi zaten diyor falan. öğrenilecek olanın sonu yok.

benedict anderson gel de hayali cemaat gör

dayım: kurtuluşçu felsefelerde serbest aşk ve dünyevi çilecilik arasında ezelden beri bir çatışma olduğunu kavrayamamış olanlar siktir olup gitsin bu evden

'tanrı inşacıları' diye bir akım varmış.

youtu.be/XIjrcaxOGyY?fe…

bu belki de her şeyin hızla sağa ya da liberal yöne doğru kaydığıyla da ilgili bir göstergedir, 'yeni' olanın da. mesela ilgimi cezbediyor, devrimci örgütlerdeki yeni ayrılıklara bakıyorum. eskiden ayrılanlar mutlaka daha sert olurdu, şimdi ayrışanların çoğu daha sağda kalıyor.

'yeni sol' yetmişlerde radikal hareketleri nitelemek için kullanılan bir tabirken, '90 sonrası, şimdilerde 'woke' vs denilen akımlara yönelik yürürlüğe girdi. iki 'yeni sol' birbirinden son derece farklı yönelimler. ilki maceracılıkla suçlanırken, şimdiki uyumlanmayla suçlanıyor.

günün devrilişini izledim, güneş lekelenmekte
usumdaki uğultu, sinip beklemekte

oradaki türbanlı bacıların politik bilinci, cesareti, atikliği sizin 'seçimden seçime' cenahının elli bin katı falan.

yıllardır mazlumluk, mağdurluk, 'zencilik' edebiyatının ekmeğini yiyen akp'nin teşhir olduğu ve batağa saplandığı filistin davasında becerebildiği tek şey paralı troll hesaplarla 'polisim, devletim' tatavası yapmak. nice ibretler vardır.

akçeli müslümanlığın görkemli iflası

tarihi, fantastik, politik örüntülerin harmanlandığı meselesi olan, mizahı da ıskalamayan iyi öyküler Arif Mutlu

sırf popülist okumalar adına kürt hareketinin her seçim aldığı batman'ı 'hüda-par kalesi' yaptılar.

seçim sonuçları odak sorununun yakıcılığını gözler önüne serdi. bir değişim talebi, hatta sınıfsal bir bunalım var. fakat bu talep ve bunalım ya diğer sağa ya da her gün iktidarla benzeşen burjuva muhalefetine güç katıyor. siyasetin yeniden inşa edileceği alanda sol henüz etkisiz

youtu.be/KCHfypkdUL0?fe…