Aklın geçersizligini kendince savunurken dahi aklı kullanmak...
Çok açık ifade edelim, bu tarz söylemlerin ciddiye alınması ile ilmi seviye arasında ters ilişki bulunmaktadır.
Hz. Fâtıma, Efendimizin (s.a.v) kabrine gidip ağladı, toprağından gözlerine sürdü ve şu şiiri okudu:
"O kimse ki Ahmed'in toprağını koklamış
Sonsuza dek misk ve amber kokularını koklamasa ne olur?
Öyle musibetler geldi ki başıma
Gündüzlerin başına gelseydi gece olurlardı."
Çok kıymetli Enes İNCE hocamızın nazik hediyesi için kendisine teşekkür ederim.
Siraç Yayınevi'nin Muhammed Ali es-Sâbûnî hocanın tüm kitaplarını neşredeceği müjdesini de vermiş olalım.
Boğaziçi'nde şöyle bir bildiri yayınlanmış.
Aslında bu tarz hareketler Müslümanların idrakini canlı tutmak, kafire olan bakışı yumuşatmamak ve en önemlisi ülkede "din"in hala canlı olduğunu göstermesi açısından çok kıymetli.
Devamını temenni ediyoruz.
AKLAMA OLARAK KARALAMA
Bilindiği gibi Cübbeli (Ahmet Mahmut Ünlü), açıkça kâfirleri öven biridir. Mantık icabı, kâfirleri öven, müminleri yerer. Yani Cübbeli’nin bir mümini karalaması, Ümmet nezdinde onu aklaması demektir. Artık Müslümanlar, “O kişi, hakkı söyleyen samimî bir
"Bu hadis-i şerif sahihtir" dediği rivayet, ne Kütüb-i Sitte'de ne Kütüb-i Tis'a'da ne diğer hadis kitaplarında ne de herhangi bir tarih, siyer veya megâzî kitabında yer almamaktadır.