Şimdi de sıra cadılara özenmeye ve özendirmeye mi geldi? Anlaşılan insan olmaktan başka her şeye heves edecek ve ettireceksiniz. Çünkü sadece insanlıktan nemalanamıyor ve yalnızca ondan para kazanamıyorsunuz.

Suriyeli bir arkadaşım Halep'ten bu hediyeyi getirmiş. Yörenin meşhur ürünlerindenmiş bu sabunlar. Kutusu da hayli özel. Bir de za'ter (زعتر) getirmiş. Anlattı gerçi ama nasıl yenir bilen var mı?

Afganistan, Pakistan, Türkistan, Filistin, Arakan ve Suriye derken şimdi de canım Sudan. Daha kaç Müslüman coğrafyada kan ve gözyaşı akacak oluk oluk? Kaç can düşecek toprağa? Kaç bebe yetim kalacak? Kaç kadının ırzına geçilecek? Lanet olsun böyle dünyaya! Yok olsun tüm insanlık!

Vallahi de billahi de tallahi de dünya ve içindekilerin hiçbiri şu anamızın akan bir damla gözyaşına değmez! O damlalar tüm insanlığı boğmaya yeter!

Böylesine bir zamanda temiz bir şehadet lazımdı. Utanıyorum yaşamaktan.

Arapçada sıfat cümleciklerini/yan cümlelerini anlatırken ism-i mevsûllerin cümleleri marife yapan birer belirlilik adılı olduğunu söylerim hep. Tıpkı lâm-ı ta'rîf gibi işlev görürler çünkü. Sonuç: Her cümle temelde bir isimdir ve nekradır, ism-i mevsûlle marife olur.

Artık kimsenin kitabını tamamen okuyamıyor ya da konuşmasını sonuna kadar dinleyemiyorum. Bu durum sadece bende var sanırdım ama son zamanlarda aynı şeyi ilim ehli ve 40 yaş üstü birçok dostumdan da işittim. Birçok sebebi var bunun ama yazmak istemiyorum. Siz ne dersiniz?

Bunu her izlediğimde ben de gülüyorum gerçekten. Çeviriye böylesine odaklanmış kişilerin tavırları çok hoşuma gidiyor. youtu.be/ZXRSUCDK2sc?si…

Siz ne derseniz deyin, düşüncenizi hangi sağlam temel üzerine inşa ederseniz edin, sırtınızı hangi âli hakikate dayarsanız dayayın, delillendirmenizde hangi bilimsel bulguyu kullanırsanız kullanın insanların çoğu kulak asmayacak. Bazen sadece cehenneme kadar yolunuz var demeli.

Çok mühim!

Kitap mollalığı bir felakettir! Allah razı olsun hocadan, çok mühim bir noktaya temas etmiş. Taklit kabiliyeti papağanı insan yapmadığı gibi kitap nakkâllliği de insanı âlim yapmaz. "Nakkâlu'l-ulûm bakkâlu'l-ulûm" olmamak lazım. Dîn-i mübîni satmamak lazım.

İnsan uyacağı imamı iyi tanımalı hem de çok iyi tanımalı. Namaz dinin direğidir, o direk öyle herkese emanet edilmez. Diyanet atadı veya şöyle hoca böyle molla diye herkesin arkasında namaza durulmaz.

İngilizce konuşmanın temelini oluşturan 100 kalıbı örnekleriyle derlediğim kitap nihayet çıktı. Kitabı incelemek ve satın almak isteyenler için bağlantımız aşağıdadır: akdemyayinlari.com/urun/ingilizce… #İngilizce #English #Speaking

"Yemekleri çöpe dökersen cehennemde dileneceğini bilmiyor musun?" Çok tuttum bu repliği.

Gerçekten fevkalade! Ne büyük insanların ne önemli konuşmaları var bu arşivde. Merhum Prof. Dr. Nihad Mazlum Çetin'in sesini de duymuş olduk bu vesileyle. Annemarie Schimmel'in Türkçesi de çok tatlıymış. Mutlaka dinlemek lazım bu güzide kayıtları. IRCICA'ya teşekkürler.

"Sadece öyle olmadığı bilinmeli." diye anlıyorum bunu. Yoksa bu konudaki rivayetlerin hepsinin zahirde muhtelif lehçe ve okumalara, dolayısıyla da genel manada kıraat ve fonetik meselelere dönük olduğu net.

Kitabımız şimdi Kitapyurdu'nda: kitapyurdu.com/kitap/ingilizc…

İslamî ilimlerde bilgi sahibi olmayanlar fikir beyan edince niye bilmedikleri bir konuda yazıp konuşuyorlar diye kıyameti koparıyoruz. Ya biz? Farklı mıyız? Evrim çalışmaları konusunda hangi uzmanlığa sahibiz mesela? Uzmanının elinden çıkmayan iddialı kitaplar dine zarar veriyor.