Duvar uzun bir gölse salsa bile, o gölge yeniden ona doğru geri döner. Bu dünya bir dağdır, bizim işimizse bağırmaktır; bağırmaların yankısı yine bize gelir. Hz. Pir Mevlâna (k.s)
Düşünceyi astım, çünkü düşünce adama ayıklık veriyor. Bezmişim düşünceden, zaten de düşünce yüzünden perişan olmuşum ben. Devran benim devranım şimdi, kâinat bana hayran. Seyranım mekânsızlık âleminde, hakikat kaanından buyruk getirmişim. Hz. Pir Mevlâna (k.s)
Vaatler var, gerçektir, gönül alıcıdır; vaatler var, mecazidir, elem vericidir. Kerem sahiplerinin vaatleri, yürüyüp giden bir hazinedir; ehil olmayanların vaatleriyse ruha eziyettir. Hz. Pir Mevlâna (k.s)
O dünya Türkistan’ından, güzel yüzlü Türkler, ağırlıklarıyla, padişahın buyruğuna uydular, balçık Hindistan’ına geldiler. Şu lâfazan leyleğe bak, minberin üstüne çıkmış da, a o işe yarayan dostlar, haydin diyor, iş zamanı geldi. Hz. Pir Mevlâna (k.s)
A doğanlar, ölüm ânına geldiniz mi bilin ki bu ikinci bir doğuştur; doğun, doğun. Hintli olarak mı doğdunuz, Türk olarak mı; ikinci defa yüzünüzdeki peçeyi açtığınız gün belli olur bu. Hz. Pir Mevlâna (k.s)
Ahir zaman fitnesi kaldırmıyor baş korkudan, Ey ümmetin Taha’sı ahir zaman durdukça dur. Ey Güneş! Sen en uzaktan da olsa, nur saçarsın aleme. Zerre zerre ben gibi, bin bendegahın durdukça dur.
Birtakım insanlar ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. Nûr Suresi 37. Ayet
'Buyur [sözünün] yüceliğine sahip cana, mektup üstüne mektup, haber üstüne haberci gelir. 'Evin penceresi açıksa, oradan güneş, ay ışıgı, yağmur, mektup vesaire eksik olmaz. Hz. Pir Mevlâna (k.s)
Nice kara çadır vardır ki içinde Ay gibi bir Türk, bir güzel var; ihtiyarlıktan ne gam sana; devletin genç ya. İhtiyar şeklin dökülür gider; devletin doğar, belirir; kara buluttan doğar amma dünyanın güneşidir o. Hz. Pir Mevlâna (k.s)