Sınır koymak sadece kişisel veya romantik ilişkilerin değil çocuk eğitimininde konusu olmalı. Sınırsız çocuklar yetiştirmek özgür bir çocuk yetiştirme biçimi gibi algılansada sorumluluk,özveri ve emek gibi değerleri taşımayan bireyler olarak yetişmelerine sebep olabiliyor.

Güvenin olmadığı her türlü ilişki biçimi anlamını ve gerçek değerini bulamaz Sağlıklı her dostluk ve romantik ilişkiyi sürdüren temel yapı taşı güven duygusunun oluşturduğu içsel huzurdur Güveni inşa etmek ilişkilerimizi başlatan ilk adım olduğunda yolculuğumuzda uzun sürecektir

Çocuklar sözleri duysalarda gördükleri eylemleri hayata geçirirler. Siz çocuğunuza kitap okumasını söyleyip bu davranışa model olmadığınızda, anlamını içselleştirip çocuğunuza aktarmadığınızda sizi ikna etmek için bunu yapsada davranış sürdürebilir bir boyuta taşınmayacaktır.

Katlanılan her saygısızlık kendini yineleyerek kar topu misali büyümeye devam eder. Yapılan saygısızlık seni yaralamasına rağmen karşı taraf tarafından suçlanıyorsan bunun adı manipülasyondur. Bu tarz durumlarda iç huzuru sağlayabilmenin koşulu sağlıklı sınırı çizebilmektir.

Zorlu zamanlarımızda pozitif düşünmeye çalışmak yaşanılan acıyı küçümsemek ve reddetmektir. Reddedilen her acı er geç kapınızı tekrar çalar ve intikam alırcasına kendini hatırlatır. Bizler acılarımızdan kaçarak değil onlarla yüzleşerek ancak ruhsal olarak güçlenebilir ve büyürüz

Kendine iyi bakmak kişinin kendi ihtiyaçlarını fark edebilmesi ve farkına vardığı bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çaba göstermesini gerektirir. Bazen bize iyi gelmeyen her türlü ilişki biçimine set çekmek ve sınır koymakta kendi iyi oluşumuz için atılmış en önemli adımdır

Sıkışmış hissettiğimizde geriye çekilerek kendimize ve yaşadıklarımıza uzaktan bakabilirsek öz kontrolümüzü tekrar elimize alabilir ve yeni bir bakış açısı ile hayatımıza yön verebiliriz İhtiyaçlarımızın ve güçlü yanlarımızın tespitini yaparak yeniden rotamızı belirleyebiliriz.

Kırılgan ilişkilerde en göze çarpan sorunlardan biri kullandığımız dildir. Partnerlerin duygu dünyalarının birbirine uzanabilmesinin yolu doğru bir empatik anlayışla “ ben “ ve “ sen “ gibi kutuplaşmaya sebep olabilecek bir dil yerine anlamaya istekli “ biz “ dili ile mümkündür

Psikolojik dayanınıklığımızı en çok etkileyen faktörlerden biri düşüncelerimizde esneklik gösterebilme kapasitemizdir. Çoğu zaman sabit düşünceler bizleri yeni bakış açılarından mahrum bırakır ve enerjimizi tüketebilir. Olaylara karşı çoklu bakış açısı bizleri özgür kılar.

İnsan kelimelerle özgür bırakabilir ruhunu . Kelimelerle şifa arar ve yine kelimelerle şifa bulur. Birde söylenenin ötesini gösteren söyleyemediklerimiz vardır. Açılması acı veren derindeki susuşlar. Ve çoğu kez acılarımızın özü buradadır. Sessizliklerde bazen anlaşılmak ister.

Kaygılı zihin şimdinin düşmanıdır. Geçmişin olumsuzlukları ve geleceğin olası olumsuz senaryolarına odaklanırken hayatın içinde kişiyi etkin kılacak tek gerçek zaman dilimi olan şimdinin gücünü elinden kaçırır.

Çocukların içinde büyük dünyalar gizlidir oyunlarında da büyük yaratıcılıklar görebilirsiniz çünkü onların henüz tabuları ve zihinlerini esir eden yersiz sayıltıları yoktur. Bu sebeple bir çocuğun davaranışları ve oyunları yetişkine kendisinin çoktan unuttuğu pek çok şey öğretir

Sağlıklı ilişki geliştirmek peri masallarına inanmak ve mükemmeli aramakla ilgili değil çaba ve özverinin inşa edeceği bir süreci ifade eder. Sevginin ilham verici yolu iki aşığın el ele yürüyebilme ve sevgiyi büyütebilme cesaretinde gizlidir.

Hayatı algılayış biçimimiz içinde bulunduğumuz ilişkiyi algılama ve yorumlama biçimimizide etkiler. İdeal olarak gördüğümüz hayat değerlerimiz neler ise ideal olarak göreceğimiz ilişkide bu algının ve değerlerin izlerini taşır.

Bir ilişkinin neresinde olduğunuzu anlayabilmek sözlerin değil eylemlerin karşılığıdır. Düşünce ve söylemler çabanın sadece bir gölgesidir. Sonunda saf bir çabayla dönüşmeyen hiçbir süreç gerçekçi değildir . Özü sözü bir olmak duygusal ilişkilerin en önemli dinamiğidir.