Edebiyat iyi ki var ! Başka ne akademinin kurak çöllerinde, taş blok mahzenlerinde bir umudu yeşertebilirdi ki ?

Efsaneyi bir kez daha hatırlayalım:)

Lukacs’ın ilk kez 1968’de yayımlanan, daha sonra 1985 ve 1994 yıllarında genişletilmiş baskıları yapılan ve güncelliğini hâlâ koruyan kitabı Tarihsel Bilinç de Gökhan Kağnıcı çevirisiyle Ketebe’den çıkmış. Tarih nasıl yapılır, tarihçi kime derler sorularıyla ilgilenenlere...

Çivi yazılı dünyanın tıbbi korporasını Iranlı meslektaşlarımızla verimli bir şekilde sondajladık. Gelecekteki işbirlikleri açısından oldukça verimli oldu.

Üzerinde uzun süredir çalıştığım projenin Tübitak tarafından desteklenmesine karar verildi.Proje yurtdışı danışmanı Nicholas Morton, yurtdışı araştırmacı arkeolog Balázs Major, arkeolog Ergün Karaca, Tarihçi Muhittin Çeken ve Mimar Aslı Zencirkıran proje ekibinden isimler. Saha,

Dün Sahur zamanı Zweig kombosu yaptım !

Uzun bir maratondan sonra nihayet çevirim Ketebe den yayınlandı. Mutluyum.

Mart ayının ikinci yarısını Abasıyanık’a ayırmıştım. Çocukluğumun Bakırköy’üne götürdü de götürdü…

Boston ve New Haven’da bir kaç denemem olmuş, ancak pek keyif alamamıştım. Ancak Amerikan stand-up kafasının kaliteli olabileceğini dibine kadar yaşattı şu iki gösteri :)

Nisan ayının ilk yarısını Kafka ile geçirdim.

Şahsen, kitabın tedirgin edeni makbulümdür her daim. Lâkin, uzun zamandır beni şunun kadar tepeleme huzura gark eden olmamıştı. Sağım solum dingin dingin..

Nisan aylarının değişmez gündem maddesi… İzmir Kitap Fuarı.. bütün gün fuar alanındaydım. Ayaklarıma kara sular indi derler ya ondan…Her şey açık alanda…kitaplar, söyleşiler, imza günleri, çimende yazarlarla sohbet… Sahaf sokağında çıldırmak yok !

“Gençken kendiniz için farklı gelecekler yaratırız; yaşlandığımızdaysa, başkaları için başka geçmişler uydururuz”.#birsonduygusu #julianbarnes

A little Sumerian riddle to brighten your day. “When I am small, I am the child of the garden. “When I grow, I am (on) the body of the gods. “When I became an old person, I am the physician of the land.” What am I?

Sayfaların çevrildikçe katmerlendiği kitaptan daha ıstırap verici olanı her paragrafın bir veda olması…. Babaların suskun birer trajedi olmaları….Nasıl biter, nasıl hayatımdan hiçbir şey olmamış gibi çekip gidebilir bu kitap… Tırmıklanıyorum günlerdir…

Zagreb’de iki farklı sessizlik… Biri Katolik Üniversitesinin salonunda anlatılan kadim Mezopotamya… Diğeri Katolik mezarlığında uzanan bir Müslüman mezarı… İkisi de tarihin dili..#Zagreb

Roman times in Pula #pula

Mayıs ayında okuduklarım. Benim için şölen oldu bu ay..

Alanın İtalyan duayenlerinden Mario Liverani’nin şu kitabı aylarca süren uğraşıdan sonra nihayet teliflendi. İnşallah en kısa sürede Türkçe’ye çeviriyorum.

Ne kitaptı ama ! Oymuş oymuş oymuştu…Duygularımı legolamıştı… “Çıraydım, tutuşturdun beni, ağulu bir solukta üfleyin söndürdün şimdi de; kara kara tütüyorum.”