Köşkler saraylar dururken neden izbe bir meyhanede şarkılar söyleyelim şu olaylar bi bitsin İstanbul’un en güzel yerlerinde boğaza karşı söyleyelim şarkılarımızı parklarında bahçelerinde şenlikler yapalım düğün gibi kutlayalım bu sefil düzeni yıktığımız günü 🫶
Bu direniş 6- 7 ay sürecek belki daha uzun. Kendinizi hazırlayın. Dünya tarihinde, yakın tarihte başarılı olmuş devrimlere ve neler yapıldığına dair bilgilerle kendinizi donatın. Başaracağız ama zaman alacak. Birbirimize sahip olduğumuz sürece zafer bizimdir.
Hapisteki gençler hakkında yapılan “büyüklük sizde kalsın, bayramda salın, vize haftası salın, yapmışlar bir hata affedin” türündeki açıklamalar her şeyden önce ayıp. Biri lütfettiği için değil haklı oldukları için çıkacaklar.
Türkiye uzun süredir, ''politik yas'' içinde!
Politik yas kavramı, ilk anda kulağa tuhaf gelse de aslında yaşadığımız gerçekliği tanımlıyor. Politik yas, bir toplumun, siyasi nedenlerle karşılaştığı kayıplar sonucunda yaşadığı ortak kederi açıklıyor. Bu kayıp, somut bir insanın
Bugün yapılan duruşmada, gözaltına alınan eylemcilere “korkmayın la biziz çevik”, “o..ç..” vb. paylaşımlar yapan polisler, hesaplarının çalındığını, paylaşımları kendilerinin yapmadığını ya da adlarına sahte hesap açıldığını söyleyerek suçlamaları reddetmişler.
Görüyoruz ki
Hakkını arayan hiçbir gencin senin gibi bir adamın yalvarmasına ihtiyacı yok, adalete ihtiyacı var o da en kısa zamanda tecelli edecek. Ayrıca atamın ismini de kullanmayı bırak artık insanların milli duygularını sömüre sömüre senin kitaplarını alacak enayi de kalmadı ortada
Son 1 haftada oldu hepsi. Bir vatandaş kendini Fransız balkona astı, bir polis akp genel merkezinde intihar etti. Bu 3. Oldu. Bunlar intihar değil bunlar intihar eylemidir. İsyandır, mesajdır. Bu intiharlar siyasidir. Bu intiharların sorumlusu bellidir.
Liseler yürüyor, üniversiteler yürüyor, öğretmenler, akademisyenler yürüyor, halk yürüyor, konuşuyor, eleştiriyor, itiraz ediyor. Hepiniz de bir ay önceye göre çok daha cesur hissediyorsunuz değil mi? Sokak siyaseti bundan önemli. Akıl, cesaret verdikçe düşünüyor, cüret ediyor.
Ben ilkokulu, ortaokulu, liseyi yatılı okudum.
Benim devletim bana üç öğün sıcak yemek verdi.
Yazlık-kışlık kıyafetimi, spor ayakkabımı bile sağladı.
Bugün geldiğimiz noktada, AKP iktidarında:
Okullarda sabun yok, peçete yok!
Bir öğün yemek bile çok görülüyor çocuklara!
Toplumsal olarak terrrtemiz delirdik efendim en akıllımız bile kafasına huni takıp dolaşacak hale geldi bazen durduk yere istiklal marşından bi kıta okuyasım geliyor böyle köyün delisi gibi KORKMA SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK diye bağırıp sonra koşarak uzaklaşmak
Bir sosyolog olarak geleneksel hatırlatmamı yapayım: “Bu halk böyle, değişmez” gibi özcü ifadelerden ısrarla kaçınınız. Bakın Yozgat ne de güzel gösteriyor “değişmez” dediğinizin değişim için uygun şartlar (ve değiştirmeye niyetli liderler) olduğunda ne de güzel değişebileceğini.
Bu bilinç iki günde oluşmadı, zaten vardı. Ama sokak iktidara yarar diye diye halkı sindirmişlerdi. Halk konuşamadıkça da halkı gerici, apolitik ilan ettiler. Görüyoruz işte, gayet bilinçli. Kapitalizmin en büyük ideolojik üretimi halkı cahil ilan edip politikadan dışlamaktır.
Kaçtığım ne varsa barışmaya çalıştığım, hayatımdaki boşlukları sevgiyle, şefkatle doldurmaya karar verdiğim bir yaştayım. Güneşli bir bahar günü günbatımı vapurundayım. Kucağımda kır çiçekleri ve saçlarım uzun. Bugün benim doğum günüm, iyi ki doğdum diyip öptüm yanaklarımdan