Yazılmış en iyi ilk temaslardan biri de yine Arthur C. Clarke'a ait sanırım. Çocukluğun Sonu... Kitabın ismi bile kusursuzca seçilmiştir.

Gülersen, bütün dünya seninle birlikte güler. Ağlarsan, tek başına ağlarsın.

Uzun zamandır okuduğum en etkileyici kitap başlangıcı oldu. Zenginlerle yoksulların ilişkilerine dair: "Sanrıya ilişkin en tuhaf şey de, yerden arabanın üstüne henüz çıkanların bile daha ellerindeki ip izleri geçmeden hemen bunun etkisine girivermeleriydi."

“Ölürsem görmeden millette ümid ettiğim feyzi, Yazılsın seng-i kabrime vatan mahzun, ben mahzun!”

Bir bitmeyecek şevk verirken beste, Bir tel kopar, âhenk ebediyen kesilir.

Şu fiyata alınabilecek daha iyi bir şey yok. Arthur C. Clarke çok farklı bir konu. Sanırım Frank Herbert'tan sonra en çok heyecanlandıran yazar:)

Bizim sizden farkımız şu: "Tüm yasalar kaldırılsa, bizim yaşamımız değişmez."

Boşa akan suyu kapatmak, yerde gördüğün çöpü çöp kutusuna atmak, evde gördüğün böceği yakalayıp dışarı bırakmak, kalp kırmaktan çekinmek, bir çocuğu güldürmek, yaşlıyı ziyaret etmek, gülümsemek... İyi insan olmak bu kadar kolayken, bir insan neden kötü olmayı tercih eder?

Tartışmam bile...

Popüler bilim kurgular kadar ilgi görmemiş olsa da bence en gerçekçi bilim kurgulardan biri. Tavsiyedir. Aksiyon/Macera arıyorsanız uzak durun ama tam da şu sıralar izlenecek türden:)

...

📌

In The Sixth Sense (1999), when Cole says ‘I see dead people,’ the camera cuts to a close-up of Bruce Willis. Producers worried it might give away the twist, suggesting Malcolm was dead. Luckily, test audiences and regular viewers never caught it.