🔥The 9th Round of Easy Loan, Earn $40 Reward is in progress❗️ ⏰ Promotion Period: January 15th - Feburary 15th, 2025 👉 Register now and check more details at gate.io/campaigns/358

Allah’ım… Bize “bir gün olur mu acaba?” diye iç geçirdiğimiz ne varsa, “işte oldu” diyebileceğimiz günler yaşat. Kalbimizde gizli tuttuğumuz hayalleri, kimselere anlatmadıklarımızı, bir gün “Elhamdülillah gerçekleşti” diye anlatmayı nasip et. Bugün dua ettiğimiz şeyleri, yarın

Aile bakanımız "Bugün alarm seviyesindeyiz. Doğurganlık hızımız 1,51'e düştü. İleride askere gönderecek genç bulamayabiliriz." demiş. Lafı süslemeyeceğim… Piyasa, düğün yapacak çiftleri sağmal inek olarak görüyor. Sıradan hizmetlerin fiyatları işin içine “düğün” girince 10

Marketin park yerinde köşede yığılmış kasaları gördüm. Hepsi taptaze sebze ve meyvelerle doluydu. 'Satılmadı' diye kenara ayrılmış. "Bunları bedava verebilirler, bağış yapabilirler aslında" diye düşündüm, sizin de zaman zaman aklınızdan geçtiği gibi. Fırınlar, oteller,

Sabah sabah ağır makyajlı bir sunucu ekrandan bas bas bağırıyor: "Koşun, sakın kaçırmayın! Çürümüşlüğümüzü pazara çıkardık, kapanın elinde kalıyor!" diyor. O diyor da biz neden izliyoruz? Stüdyo ışıklarında terleyen yüzlerden ustalıkla damıtılmış dram ekranımıza akıyor.

Rabbim, içimdeki fırtınaları dindir. Karanlığımı nurunla aydınlat. Üzerime çöken ağırlığı rahmetinle hafiflet. Takatim tükendiğinde gücünle destekle. Kararsız kaldığımda bana yön ver, yönsüz kaldığımda bana yol ol. Kalbimi serinlet, zihnimi sakinleştir. Ey kalpleri çeviren

Hayat bize "dur" diyor, "düşün" diyor, "değerini bil" diyor. Gururumuzun yüksek duvarları bir anda anlamsızlaşıveriyor. "Asla affetmem" dediğimiz o koca meselelerin aslında ne kadar küçük olduğunu gösteriyor hayat bize zaman zaman. Her "yarın hallederiz" deyişimizde, elimizden

Yorulduk. Yükü değil, insanı taşımaktan. Omzumuzda değil, içimizde ağırlık biriktirmekten. Bizi yoran, işler değil. Bizi yoran, varlığımızın sürekli açıklanmak zorunda bırakılması. “Nasılsın?” sorusuna otomatik cevaplar üretmek zorunda kalmak bizi yoran. Geç kalışlardan, yanlış

Neşet Ertaş'ın yüreğinde bir ince sızı, Serdengeçti'nin göğsünde dimdik bir başkaldırı, Halil Kantarcı'nın yüzünde çatlamış bir inat, Cemil Meriç'in kelimelerinde toprağa dönüşen bir sükûnet, Yaşar Kemal'in satırlarında boy veren bir ekin, Hacı Bayram'ın hikmetinde yeşeren bir

Türkiye’de rap parçalarının %68’inde madde, %47’sinde silah, %39’unda mafya imgeleri var. Emniyete getirilen çocuk sayısı bugün bir milyona dayandı. Çocuk şubesiyle stüdyo kapısı arasındaki mesafe, belediye otobüsüyle iki durak yani. Serseri romantizmin kaslı baritonuyla tıka

Ya Rabbi sıkışmış, çaresiz, yönsüz hissediyorum. Dünyanın beni çağıran binlerce sesi, hayatın beni çeken binlerce rengi, yolların beni sürükleyen binlerce yönü var. Yolun ortasında değil, yolun kendisinde kayboldum. Yolumu bulmama yardım et. Beni kendine yönlendir. Bir yoldan,

Bir dönem bebek mevlütlerinde süt banyosu yaptırmak modaydı hâlâ var mı bilmiyorum ama şimdilerde umre mevlütleri revaçta. Şaşıramıyoruz, zira "sünnet" düğünü için bile faizli kredi çekilen kendinden tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. "Sen Efendimiz'in bu kadar israf ettiğini, bir

Şu hayatta en büyük günahlardan biri samimiyetsizlik diyor Nurettin Topçu. Ve ekliyor: "Çünkü diğer bütün günahların kapısını samimiyetsiz olmak açıyor." O kadar haklı ki... Çünkü ezberlenmiş "canım"ların, deri çantadan çıkarılan "nasılsın"ların, dudak payı bırakılmış

“Hayır” diyememek, insanın kendini azar azar terk etmesi gibi. Bir başkasının gönlünü hoş tutarken kendi gönlünü susturması… Her şeye “olur” demek bir savunma mekanizması aslında, çocukluktan miras bir var oluş biçimi. Sırf kimse kırılmasın diye kendi kalbinin camlarına taş

Bir davetimiz var 🌸 25 Mayıs Pazar günü Millet Bahçesi Festival Alanı'nda tüm geliri Gazze'ye iletilecek bir Çocuk Şenliği düzenliyoruz. Ankara'ya ne zaman yardım gerekse herkes koşa koşa geldi. Büyük depremle başlayan kardeşliğimizi birçok organizasyonla taçlandırdık,

Dördüncü kitabım çıktı. :) Bizi tanıyormuş gibi görünen algoritmalar, bizi kendini tanımayan kalabalıklara çeviriyor. Kıyafetlerin, krem şişelerinin, akıllı aletlerin, motivasyon şakalarının ortak ezberi: "Eksiksin." Bu kitapla bu ezberi biraz bozmak, elinizden mikrofonu alıp

Efendim, yarın Eskişehir'de fuardayım. :) Saat 17.00'ye kadar kalacaktım, ancak Ankara'da 18.00'de Millet Bahçesi'nde Gazze yararına bir etkinlikte bulunmam gerekiyor. 13.00-15.00 saatleri arasında Eskişehir Kitap Fuarı'nda beklerim.

Herkes seni onaylarsa ve severse ancak o zaman tamamlanacak gibi hissediyorsun. Sanki bir bardak suymuşsun da herkes sende suya kansın istiyorsun bu yüzden. Herkese 'Tamam' dedikçe biraz daha çölleşirken toprağın, o topraktan filizleneceğini zannediyorsun. Başkalarının

Ya Rabbi, Kalbimde biriken kırgınlıklar, içimde büyüyen affedemediklerim, dilimin ucunda dolaşıp duran sitemlerim, zihnimde oyalanan keşkelerim ve yüreğimde dalgalanan belkilerimle sana geldim. Olmadığım, olamadığım, olmayı beklediğim hallerime çok kırgınım Ya Rabbi. İnsanın

Riyakâr bir tevazu, kirlenmiş olmanın en üzücü biçimidir sanırım. Çünkü tevazu elbisesi giymiş kibir, insanın önce ruhuna sızar ve geriye hiçbir erdemin ayakta kalamayacağı, hiçbir değerin yaşayamayacağı bir çoraklık bırakır ardında. Bazen replikleri ezberlenmiş, üstünden