Film review: Inspired by a true story, filmmaker Burak Çevik reconstructs a night of deadly attacks by right-wing extremists on leftist students in 1978 Ankara newarab.com/features/nothi…

Film review: Inspired by a true story, filmmaker Burak Çevik reconstructs a night of deadly attacks by right-wing extremists on leftist students in 1978 Turkey newarab.com/features/nothi…

Burak Çevik’in yazıp yönettiği HİÇBİR ŞEY YERİNDE DEĞİL, Karlovy Vary’den sonra Türkiye prömiyeri ile 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda.

🟥“Filmimi ülkücülere ya da solculara beğendirmekle ilgilenmiyorum...” 📽️Altın Koza Film Festivali’nde 'En İyi Yönetmen’ ödülünü kazanan Burak Çevik, Bahçelievler katliamını sinemaya taşıdığı ‘Hiçbir Şey Yerinde Değil’ adlı filmini T24’e anlattı 🎙️Hazal Özvarış’ın söyleşisi:

Hiçbir Şey Yerinde Değil, Ekim ayında sinemalarda olacak.

October 3rd, NOTHING IN ITS PLACE, Hamburg Film Festival, Hamburg / Germany filmfesthamburg.de/film/hicbir-s%…

Hiçbir Şey Yerinde Değil'in İstanbul'daki ilk gösterimi 14 Ekim akşamı Atlas Sineması'nda ekip katılımlı gösterimle gerçekleşecek. Ben de orada olacağım. Filmi konuşmak için iyi bir fırsat olacak diye umuyorum. Biletler dün satışa çıktı. Başka Sinema mobilet.com/tr/event/hicbi…

1978 yılında, sol devrimin şiddetle değil siyasetle gerçekleşeceğine inanan beş solcu genç bir evde toplanarak çıkardıkları dergiyi tartışmaya başlar. O gece yaşanacak olanlar, 1980 darbesi öncesinde Türkiye’de var olan siyasi kaosu gözler önüne serer. cevik

HİÇBİR ŞEY YERİNDE DEĞİL, 18 Ekim'den itibaren Başka Sinema ile salonlarda.

HİÇBİR ŞEY YERİNDE DEĞİL I fragman I 18 Ekim'de #başkasinema'da. cevik

October 18rd, NOTHING IN ITS PLACE, São Paulo International Film Festival, Sao Paulo / Brasil 48.mostra.org/en/filmes/48a-…

youtu.be/eixXY_1DIDg?si…

Hiçbir Şey Yerinde Değil, bugünden itibaren Başka Sinema ile sinemalarda!

Meeting Mr. Sokurov. 23.10.2024, St. Petersburg.

"Eğer bize çok değerli gelen bazı duygularımızdan ve yargılarımızdan gerektiğinde vazgeçmeye hazır değilsek film yapmak da, film seyretmek de didaktik bir eylemden öteye geçmez."

bazen kendime tekrarlamam gerekiyor: insanlar art niyetli değil. onlara sunulan çarpık bilginin gerçekliğine ikna olacak kadar üşengeçler. zaten bilginin gerçekliğiyle ilgilenen de kalmadı. tüm yorumlar, internette görülen bir iki çarpıtılmış kırıntıya dair, yapılan işe değil.

bu ortamda üretenin kendisini savunmasının da anlamı yok. sessizlik daha mantıklı. mesela röportaj vermenin anlamı ne? insanlar röportajı değil, başlıkları ya da en iyi ihtimalle bağlamından koparılmış ara başlıkları okuyor, hepsi bu. ne yapacağız peki? çok basit- üretmeye devam.

art niyetli insanı bir nebze anlıyorum. çünkü bir görüşü var ve bu görüşte tutunmakta, ne olursa olsun tutunmakta ısrarcı. yanlış olduğunu içten içe bilse bile, durduğu yeri terk etmiyor. belki biraz kötücül ama insan işte... ancak üşengeç cahille sohbeti kesmek gerek.

Geçen hafta St. Petersburg'ta bir devlet üni'de sinema dersine davetliydim. Aidiyet gösterildi ve üstüne sohbet ettik. TR'de bazı dönemler misafir hoca olarak derse girdiğim, bazen de misafir olarak bulunduğum sinema bölümlerinden bambaşka bir manzarayla karşılaştım. Anlatayım...

Bana çok ilginç filmler önerdiler. Genel olarak Sokurov’a saygı duyuyorlar ancak yeniyi de görüyorlar. Genç jenerasyon bizde hep ‘gelişecek olandır’. Ne var ki, hep ‘gelişecek olan’ olarak kalması da arzulanır. Bu pek itiraf edilmeyen ama kulağa küpe bir kasaba geleneğidir.