Açık kapıdan esen rüzgar,eski sandalyeden gelen gıcırtılar,senin özleminle dolup taşan anılar,sen gelememişsin,mutluluk artık neye yarar.Saçlarım ağardı,gözlerim yorgun,belim kamburlaştı,gözlerim yine seni bekler.
"Ben daha susmayı becerememiş bir insandım,dilim sussa aklım,aklım sussa kalbim haykırıyordu.Onca şeyi nasıl başarabilirdim ki,gerçekten kendime güvenim kaldı mı artık?Bilemiyorum..."
Sabredelim demiştim hatırlıyor musun?
Biraz daha sabredelim.
Belki sabrın sonunda ellerimiz kavuşur birbirine.
Gözlerimiz hasret giderir mum ışığında.
Biraz daha sabredelim.
Sadece birbirimizi duyarız,herkes sustuğunda,gökyüzü karardığında.
Belki çok çetrefilli sözler duyamazsın benden.
Belki seni seviyorum demem sadece.
Gözlerimden anlarsın,benim aşık olduğum,senin güzel değiller dediğin gözlerine dalıp gittiğimde.
Sayfalardan anlarsın,dilimden sözcükler değil,kalemimden mürekkep süzüldüğünde.
Havada toprak kokusu var sevdiğim,gel bu yağmurdada beraber ıslanalım.
O koku aşk kokusuna dönsün,gözlerimiz birbirine değince yapraklara vuran güneş, aşkımızdan utanıp sönsün.
Yine kalabalıklar arasında ağlıyorum, neden kimse dönüpde "iyi misin"diye sormuyor .Doğru ya,ben yıllarca gözümden yaş gelmeden,ruhumla ağlamaya alışmıştım.
Son zamanlarda fark ettim ki,hayatım boyunca kimsenin önceliği olmadım.Ben başkalarını kendimden bile önce düşünürken,insanlar beni her zaman en son sıraya koydular,her daim en son hatırladılar,bazen hiç hatırlamadılar.