Evde oturup sudoku çözmek ✅
Çorapla terlik giymek ✅
Sağlık programına bağlanıp soru sormak ✅
WhatsApp profil fotoğrafını Atatürk yapmak ✅
Tansiyon aletiyle komşu taramak ✅
Torunlara gizli gizli çikolata vermek ✅
Koltukla gömülme sevdası ❌
Parti geleceği rehin alma ❌
Bu kadar kötü okuma, bu kadar abartılı karikatürleştirme ve üste bir de parmak sallama…
Vallahi artık kendimi tutamayacağım, bu sitedeki insanların yarısı okuduğunu değil, kendi travmasını alıntılayıp ezber kusuyor.
Soyadından karakter analizi, akademik kariyerden siyasi fantezi çıkarımı… Kestane balı gibisiniz Çevik Bey, sahte ama iddialı. Umarım bu tweetiniz tez olur da bir gün sosyoloji bölümlerinde - gerçeklikten kopuş örneği ve kendi kompleksini genel geçer sanma - olarak okutulur.
Hiçbir koşulda bir çocukla bu şekilde konuşulmaz. Bir yetişkinin gücüyle bir çocuğun çaresizliği arasındaki dengesizliği kullanarak hiç çocuk istememiştim, sen iğrençsin gibi şeyler söylemek duygusal istismardır.
En önemlisi, sevgi biyolojik bağla değil, seçimle ilgilidir.
Bu siyasi kayyumculuk oyunundan, bu demokrasi gaspından kimse için hayırlı bir sonuç çıkmaz. Yol yakınken vazgeçin. Sandığı hiçe sayan her hamlenin bedeli er ya da geç ödenir.
Çok uzaktaki rahat hayatınızdan TR’de seçim yıkımına uğramış insanları yaftalamak, onlara gladyatörlük yapmak kolay. Ama 2023’ü kaybeden sadece bir aday değil, geleceğini, güvenliğini, umudunu kaybeden milyonlar var. Onların öfkesine kulak vermeden siyaset eleştirisi yapamazsınız
Suç isnadı ne, delil ne, kamu zararı ne, kim ne yapmış belli değil, ortada iddianame bile yok. İnsanları bu şekilde teşhir edemezsiniz. Kimse sizin haber malzemeniz değil, onurları, aileleri, çocukları var. Bu yaptığınız açıkça insan hakları ihlali, doğrudan insan onuruna saldırı
Bu nasıl bir rezalet? Gözaltı süreci cezalandırma değil, soruşturma adımıdır. İnsanları hiçbir yargı kararı olmadan teşhir etmek, onların onurunu ayaklar altına almak ve üstelik bunu sırf muhalif bir belediyede çalışıyorlar diye yapmak, rezaletin de ötesinde.
Ne kadar ilginç fikirleriniz var. Buraya onlarca sebep yazılır ama en önemlisi güç dengesi bulunmayan bir ilişkide özgür rıza kavramından bahsedilemeyeceği. Öğrenci, akademisyenin notuna, referansına ve onayına muhtaçken nasıl gönüllü ilişki olabilir aralarında?
Avrupa’da şehir görmüşsünüz ama mahalle görmemişsiniz gibi duruyor. İstanbul’da daha güzeli yok dedirten Boğaz da var, kanalizasyonu olmayan gecekondu mahalleleri de.
Paris’te Eiffel çevresi kartpostal gibi görünürken, Saint-Denis’te Deliveroo kuryesi bıçaklanıyor.